Hemencecik geldim💋
Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar👄
...
•park roseanne•Bazen saygıyı, yalnızca toplumda daha iyi bir konuma sahip olabilmek adına kullanılan bir yalakalık olarak görmüyor değildim.
" Bu ne için?" Çenemi elime yaslayarak önüme karton bardakta konulan kahveye ve, ardından da kahveyi koyan adını dahi bilmediğim çocuğa baktım.
" Kendime alıyordum, sana da alayım dedim." Gülümsedim. Neyin nesiydi bu şimdi?
" Sağol." Bir şey dememi bekliyor gibiydi ancak benden herhangi bir cümle daha duyamayacağını anlayınca yanımdan uzaklaşmıştı. Önümdeki kahveyi Lalisa'nın önüne koydum, o sütlü kahveyi daha çok severdi.
" Yazık çocuğa." Omuz silkerek önüme döndüm.
Böyle gereksiz kibarlıklara gerek yoktu. Çocukla eminim ki daha önceden bir kere bile konuşmuşluğumuz yoktu. Önüme bir kahve koyduğunda ona dibim düşmeyecekti ya da aramızda bir sohbet oluşmayacaktı. Bunun hayaliyle de yanıma geldiyse, harcadığı 2-3 kuruşuna yazıktı.
" Akşam bir şeyler mi yapsak?" Jisoo'yu duymuştum ancak cevap vermemeyi tercih ettim çünkü dikkatim okul binasından çıkan Jeon Jungkook'a takılmıştı.
Çaprazımda oturan Miyeon'a döndüğümde onun da benim gibi Jungkook'a baktığını gördüm. Çok sevdiği sevgilisinin yanında bile kesiyorsa, oldukça ilgileniyor olmalıydı. Bu bakışlarının uzun zamandır farkındaydım. Jungkook'u görünce Chanyeol'den uzaklaşıyor, uzun uzun kesiyor ve saçlarıyla oynuyordu. Miyeon birinden hoşlanınca böyle rahatsız bir tipe dönüşüyordu işte.
Kendi eliyle bana malzeme vermesi, en sevdiğim özelliklerinden biriydi.
Jungkook yanımdan geçerken bakışlarımı farketmiş olacak ki gözlerini bana çevirdi. Sol gözümü kırparak flörtöz bir şekilde gülümsediğimde o da hoşuna gittiğini belirten çapkın bir gülüş takınmıştı. Önüme geri döndüm.
" O neydi?" Lalisa'nın ağzı şaşkınlıkla açıldığında kendimi tutamayarak güldüm.
" Ne neydi?" Omuz silktiğimde alttan okul eteğimin çıplak bıraktığı bacağımı cimcikledi.
" Jeon Jungkook ile mi takılıyorsunuz?" Yüzümü Jennie'ye doğru çevirdim ve başımı iki yana salladım.
" Daha değil." Lalisa'nın kocaman sırıttığı görebiliyordum. Benim birileriyle flörtleşmem neden bu kadar hoşuna gidiyordu anlamış değildim.
" Bu takılacaksınız demek mi oluyor?" İç çektim. Bir şeyi de uzatmasaydı olmazdı.
" Lalisa hadi kahveni iç güzelim." Gözümle önündeki karton bardağı işaret ettiğimde arkasına yaslanarak gözlerini devirmişti.
" Gören de Da Vinci'nin şifresi sanacak, şu kızın ağzından laf almak samanlıkta iğne bulmaktan daha zor yemin ederim!" Yakarışına hep beraber güldüğümüzde bakışlarım tekrar Miyeon ve Chanyeol ikilisine kaymıştı.
Yüzümdeki sinsi sırıtışa engel olamazken beni benden bile iyi tanıyan sevgili arkadaşım Jennie'nin ağzından keskin bir 'hah' sesi çıkmıştı.
" Takınmışsın yine şeytan ifadeni, ne planlıyorsun?" Gülümsediğimde Jisoo yüzünü buruşturmuştu. Benim entrika çevirmemden en çok rahatsız olan oydu çünkü ben, güzel entrika çevirirdim.
" Yakında görürsünüz." Lalisa heyecanla alkış yaptığında bu haline güldüm. Beni özlemiş olmalılardı.
" Yardıma ihtiyacın olursa-" Jennie'nin cümlesini tamamlamasına gerek yoktu, ne diyeceğini bildiğim için havadan ona öpücük gönderdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
drowning shadows | rosékook ✓
Fanfiction" Beni sevme Jungkook." Gözlerim cesurca harelerine bakarken mırıldandığımda yanağımdaki eli yavaşça çeneme kaymış ve sıkıca tutmuştu. Görebiliyordum, gözlerindeki hayal kırıklığını görebiliyordum ancak arkaplana attım hepsini. Bir önemi olmadığını...