Merhaba❤️
Bu bölüm biraz kısa, 1400 bölüm. Bu seferlik idare edin lütfen her bölüm 4000 kelime yazamam😔
Lütfen oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın, iyi okumalar🍓
...
Önümdeki elma dilimini ağzıma attığımda bakışlarımı etrafta gezdirdim.
Günlerden perşembe olmasına rağmen içerisi beklemediğim bir şekilde kalabalıktı ve buraya yaklaşık bir saat önce gelmiş olmamıza rağmen hâlâ neden burada olduğumuzu sorguluyordum. Hepimiz lise sonduk, bugün hafta içiydi, yarın ilk dersim kimyaydı ve bugünün hafta içi olduğunu söylemiş miydim?
Bu sefer ben de onlara eşlik etmek istemiştim çünkü her daim ekip duruyordum, bana kalırsa bu planı cuma ya da cumartesi uygulamak çok daha mantıklıydı ancak Jisoo yarın sabah 2 günlüğüne şehir dışına çıkacağı için laf etmemiştim. Gerçi yüz ifadem kolay okunuyor olmalıydı ki Lalisa bu kadar kasmamamı, her ne kadar bu durumdan o da rahatsız olsa dahi hepimizin sahip olacağımız mesleğin hazır olduğunu söylemiş ve kafamı dağıtmayı denemişti ancak sonuç başarısızdı çünkü haklı olduğunu düşünmüyordum.
Her ne kadar ben de kolejde okumama rağmen, paralı eğitime tamamen karşıydım o yüzden üniversitede güzel bir üniversiteden burs almak istiyordum. Gerçi şu anda burslu okuyordum ancak paralı eğitimden uzaklaşmak istediğim için sıkı çalışıyordum. Ailemin parasıyla değil de kendim bir yerlere gelmek için çabalamak, kendimi bir tık daha özgüvenli hissetmemi sağlıyordu.
Gerçi bunu söylediğimde Lalisa, dershaneye gidiyorsun falan diyip duruyordu da bu yalnızca bir destekti. Ders konusunda benim kadar sıkı olmasını beklediğim falan tabii ki yoktu, o da aynı şekilde benim sıkı olmamamı beklememeliydi.
Yudumladığım alkolsüz kokteylin ekşiliğiyle yüzümü buruşturduğumda Jennie gülmüştü.
" Keşke yemek yemeye gitseydik, daha çok eğlenirdim." Başımı sallayarak onayladım ve aklımda canlanan yemek görüntülerini silmeye çalıştım. Sonuç biraz başarısızdı.
" Kızlar kapıdan giren Seokjin mi?" Jisoo'nun şaşkın sesiyle arkamı döndüğümde gerçekten de içeri giren Seokjin, Jimin, Taehyung, Jungkook ve Hoseok'u görmüştüm. Anlaşılan o ki çevremin hepsi hafta içi gelip alkol alma konusunda çok rahattı, ben lise sondum da onlar üniversite falan mıydı acaba? Sınavdan haberleri var mıydı ki?
" Gerçekten onlar, hafta içi ne işleri var ki burada?" Gülerek Lalisa'ya döndüm.
" Asıl bizim ne işimiz var burada? Gelin evde film falan izleyelim işte en basitinden, illa bela-" Lalisa elini ağzıma atarak beni susturduğunda Jisoo telefonuna bakıyordu.
" Bana ders çalışacağını söylemişti." Ardından dudaklarını büzdü.
" Ben de merak etmesin diye Rosieler'e gidiyorum dedim." Lalisa'nın elini ittirerek ağzıma birkaç parça popcorn attığımda güldüm.
" İkiniz de yalancısınız yani." Ben gülmeye devam ederken Jisoo da bana dil çıkarmıştı.
" Hadi sen masum bir yalan söylemişsin, onun gerekçesi ne ki?" Lalisa adeta ortalığı karıştırmak için konuştuğunda Jisoo'nun kaşları anında çatılmıştı.
" Biraz beklerseniz göreceğiz." Jennie sinir bozucu bir tonda konuştuğunda önümüzdeki atıştırmalıklardan yemeye devam ettim.
" Kız Taehyung'un yanına mı oturdu? Omzuna dokundu bir de görüyor musunuz?" Bakışlarımı o yöne çevirdiğimde gerçekten de aynı manzarayla karşı karşıya gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
drowning shadows | rosékook ✓
Fanfiction" Beni sevme Jungkook." Gözlerim cesurca harelerine bakarken mırıldandığımda yanağımdaki eli yavaşça çeneme kaymış ve sıkıca tutmuştu. Görebiliyordum, gözlerindeki hayal kırıklığını görebiliyordum ancak arkaplana attım hepsini. Bir önemi olmadığını...