chapter eight

5.2K 488 501
                                    

Merhaba, hoşgeldiniz❤️

Artık bu bölüm kartları oldukça açık oynadım, kaparsınız bir şeyler🙃

Bir önceki bölümün tadını verir mi bilemem ama benden her bölüm cinsel içerikli şeyler yazmamı beklemeyin lütfen, olaylaea göre şekillendiriyorum😙

Bu bölüm için oy sınırı +150 oy, yoruma da sınır koymak istemiyorum ancak yorum sayısından hiç memnun değilim açıkçası. En az oy sayısı kadar yorum olursa sevinirim. Okuyan çok kişi var, yarısından azı oy veriyor ve çoğu yorum yapmıyor. Evet bu hikayeyi kendim istediğim için yazıyorum ancak 3800 kelimelik bir bölünü yazmam benim en az 2 saat sürüyor. Lütfen emeğin karşılığını verme konusunda bu kadar korkak olmayın.

Bay Cho'yu sevin🥺 İyi okumalar diliyorum, bölüm sonunda görüşelim❤️

...

Tıklatılan kapımla başımı önümdeki paragraf sorusundan kaldırarak arkaya çevirdiğimde kapı hafifçe aralanmış ve Bay Cho başını içeri uzatmıştı.

" Girebilir miyim Rosie?" Kibar sesi kulağıma ulaştığında gülümseyerek başımı salladı.

Bay Cho'yu seviyordum. Kibar, nerede neyi ve nasıl konuşacağını iyi bilen, olması gerektiği gibi empati özelliğine sahip ve sakin bir adamdı ama annemle evlenerek nasıl bir gerizekalı olduğunu kanıtlamış gibiydi.

" Bölmüyorum değil mi?" Başıyla önümdeki test kitabını işaret ettikten sonra odamdaki koltuğa oturdu.

" Yok hayır, canım sıkıldığı için çözüyordum." Başını anlayışla salladıktan sonra iç çekti.

Üzerinde hâlâ takım elbisesi vardı, işten yeni gelmiş olmalıydı.

" Uzun zamandır konuşamıyorduk, sen ders çalışmaktan ben de işten başımı kaldıramadığım için. Vakit bulmuşkan uğrayayım dedim." Başımı sallayarak onayladım.

Annemle evleneli yaklaşık 3 yıl oluyordu ve şimdiye kadar rahatsız olduğum tek bir davranışı bile olmamıştı. Çoğu zaman annemin yapmadığı ebeveynliği yaptığı bile oluyordu ancak, onu babam olarak görmemi beklememeliydi.

Bay Cho ile 3 yıldan daha uzun süreli bir tanışıklığa sahiptik. Miyeon ile daha derin bir geçmişimiz olduğu için doğal olarak Bay Cho'yu da küçüklüğümden beri tanıyordum.

" Her şey yolunda, değil mi? Herhangi bir sıkıntı yok?" Başımı sallayarak onayladım.

" Umarım her şey sizin için de yolundadır." Saygı ifadelerini aşamıyordum ve aşmak istediğim de söylenemezdi.

" Aslında bir konu hakkında konuşmak istiyordum seninle." Devam etmesi için başımı salladım.

" Son zamanlarda Miyeon ile aranız oldukça kötü. Eskiden sabahları uyandırmak için Miyeon'un odasına gittiğimde onu orada bulamazdım ve baktığım ilk yer burası olurdu çünkü gece korktuğu zaman sana sarılarak yatmayı seviyordu. Eskiden akşam yemekleri ikinizin kıkırtılarıyla geçerdi ama artık seni akşam yemeklerini göremiyorum bile. Kötü bir şey mi yaşadınız? Bu durum anneni de beni de üzüyor." Gülümsedim.

Bir anda kızının yaptıklarını anlatsam, yüzü nasıl ifadelere bürünürdü acaba?
Ama bunu yapmayacaktım.

Bay Cho duygusal bir adamdı ve kızı tarafından bu kadar büyük bir hayal kırıklığına uğramayı haketmiyordu.

" Aramızda özel diyelim, artık yakın değiliz bunu bilmeniz yeterli. Aynı ortamda bulunduğumuzda kavga ediyoruz ve ben böyle şeylerle uğraşmak istemediğim için Miyeon'dan uzak duruyorum." Yüzü düşmüştü.

drowning shadows | rosékook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin