59.BÖLÜM "ENDİŞE"

52.7K 3.2K 2.7K
                                    

Merhaba <3

Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim, bu bölüm için de yorumlarınızı bekliyorum.

Oy vermeyi de unutmayın lütfen♡

Keyifli okumalar!

.

.

.

59. BÖLÜM "ENDİŞE"

Gözlerim doldu. Kalbim sızlamaya, göğsüm acıyla sıkışmaya başladı. İçim öyle bir sıkıntıyla doldu ki daha ondan tek kelime bile duymadan hüngür hüngür ağlamak istedim, fakat yapamadım bunu ve ben de ona sımsıkı sarıldım.

"Cihangir ne oluyor?" Sesimi ben bile zor duydum. Yavaşça ayrıldı. Dudakları düz bir çizgi hâlinde, duygusuz bir şekilde duruyordu.

"Bir şey olduğu yok."

"Bir şey olduğu yok mu? O yüzden mi böyle davranıyorsun? Sanki..." deyip sustum. Söylemeye korksam da devam ettim.

"Sanki bir sorun varmış gibi." Derin bir nefes aldı ve ellerimi tuttu.

"Sorun var ama senin korkacağın hiçbir şey yok. Halledilmeyecek bir şey değil. Hastaneyle, otelle yani anlayacağın tamamen işle ilgili bir durum."

"O yüzden mi bu hâldesin? Bir iş için." Derin bir nefes aldı.

"Sadece her şey üst üste geldi, sorunlardan sıkıldım. Birisi bitmeden bir yenisi başlıyor."

"İşler çok mu kötü? Bu yüzden mi sen de bu kadar kötü oldun?" Gözlerini yine benden kaçırdı.

"Halledemeyeceğim şeyler değil." Biraz moralini yerine getirmek için gülerek konuştum.

"Fakir mi oluyoruz?" Cihangir bu hâlde bile güldü.

"Daha neler." Söylediği şeye gülerken devam etti.

"Yani anlayacağın seninle, bizimle ilgili bir sorun yok," dedi ve arabanın kapısını açtı.

"Hadi bin daha fazla ayakta kalkma. Eve gidip biraz dinlenelim, yarın her şey daha güzel olacak." Üzerine gitmek istemedim.

Her ne kadar iş yüzünden bu hâlde olması tuhaf gelse de sonuçta bu hayatta onu da zorlayan şeyler oluyordu işte.

Cihangir'in kapısını açtığı arabaya bindim. Kapıyı yeniden kapatıp şoför koltuğunun olduğu tarafa geçti ve kendisi de arabaya bindi.

"Nöbetçi eczaneye gidip, ilaçları alalım mı? Hemen kullanmaya başlasam iyi olacak." Bana bakmadan arabayı çalıştırarak konuştu.

"Olur, gidelim," deyip arabayı çalıştırdı. Gözüm direksiyonu tutan eline kaydığında direksiyonu sıktığını fark ettim. Hatta o kadar çok sıkıyordu ki parmak boğumları beyazlaşmıştı.

Bir şey onu çok kızdırmıştı ve bunu bana anlatmak istemediği çok belliydi.

"Nöbetçi eczanenin hangisi olduğunu biliyor musun?" Başını salladı.

AŞKA DÜŞÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin