"Biliyor musun?" dedi gözlerimin içine bakarak. Eş zamanlı olarak bana doğru bir adım daha attı, aramızdaki mesafeyi iyice kapattı. Gözlerimi ondan kaçırıp geri çekilmek yerine korkmadan, tüm cesaretimle ben de konuştum.⠀
⠀
"Neyi?" Yüzünde hafif bir...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
62. BÖLÜM "BAHAR'IN GELİŞİ"
YILLAR ÖNCE
Gözyaşlarına bir türlü engel olamıyordu. Oysa babası ona ağlamamayı ve güçlü olmayı öğretmişti ama sevdiklerine zarar geldiğinde nasıl ayakta duracağını öğretmemişti ki. Bu yüzden saklandığı ağacın arkasında ağlamaya devam etti.
Bununla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu. Başa çıkmak istediğinden de pek emin değildi zaten.
"Cihangir?" Annesinin sesiyle başını dizlerinden kaldırdı. Gözyaşlarını saklama ihtiyacı duymadı.
Annesinden acısını saklamasına gerek olmadığını çok iyi biliyordu çünkü.
"Sen ağladın mı?" Kirpikleri hâlâ ıslak, gözleri doluydu. Yalan söylemeyi sevmediği için güçsüz görüneceğini bilse de itiraf etti.
"Evet," dedi ve yeniden başını dizlerinin üzerine koydu. Bir süre sonra güvende hissettiği bir çift kol onu sımsıkı sarmıştı. Her ne kadar çalışma odasında işlere gömülmüş olan babasının açık olan balkon kapısından sesini duymasını istemese de annesinin şefkatli kolları sesli ağlamasına neden olmuştu.
"Bana neden ağladığını anlatmak ister misin?" Yeniden kaldırdı başını. Küçücük kalbinde büyüttüğü endişe yüzünden gözlerini büyük villanın balkonundan alamıyordu.
Babasının kendisini bu şekilde görmesini istemiyordu. Çünkü ona bir söz vermişti. Ben güçlü olacağım demişti. Bu yüzden sadece 10 yaşında olmasına rağmen güçlü olmak zorundaydı.
"Yaren neden gelmiyor? Bundan sonra bir daha hiç evimize gelmeyecek mi? Ben onu çok özledim." Bunları söylerken bile durduramadı gözyaşlarını.
"Tabii ki gelecek. Kardeşin sadece birazcık hasta olmuş. İyileşsin yeniden eve dönecek." Cihangir'in küçük kalbinde sevinç tohumları yeniden yeşerdi.
Tek arkadaşı olan kardeşi hastaydı ama annesi iyileseceğini söylüyordu. Hem eve döneceğini de öğrenmişti. Cihangir'in kalbindeki hüzün yerini bu sefer de öfkeye bıraktı.
"Ben onun yanına gitmek istiyorum ama babam izin vermiyor. Çocukların hastaneye girmesi yasakmış. Madem çocukların hastaneye girmesi yasak Yaren nasıl girdi?" Genç kadın gülmemek için kendini daha önce hiç bu kadar çok tutmamıştı. Ama karşısında kendisinden cevap bekleyen Cihangir'e de bir cevap vermesi gerekiyordu.