37🎭

4K 410 484
                                    

Üçüncü Kişi Ağzından Anlatım

Ahn Seol, tiyatro salonundan içeri girip etrafı süzdü. Min Ho'yu bulmayı ümit ediyordu ama kimse yoktu. Kulüp görevlileri bile.

Derken arkasından bir ses işitti.

"Bir şey mi vardı?"

Arkasını dönüp Min Ho'ya baktı. Min Ho elleri cebinde ona doğru bir iki adım attı. Etrafa baktı o da. Lu Yin'in de burada olabileceğini düşünüyordu.

Ahn Seol kaşlarını çatarak bir adım öne attı ve parmağını Mi Ho'ya doğrulttu suçlarcasına.

"Senin yüzünden."

"Ne benim yüzümden?" Diye bıkkınca sordu Min Ho.

"Lu Yin senin yüzünden gitti!"

Min Ho ellerini cebinden çıkarıp ciddileşerek kaşlarını çattı.
"Nereye gitti? Doğru düzgün anlat şunu!"

"Sana ne? Çok mu merak ediyorsun? Sana yerini söylemeyeceğim bu sefer, sadece senin yüzünden olduğunu bil!"

Ahn Seol gideceği Min Ho onun kolundan yakaladı.

"Yalan söylüyorsun değil mi? Beni yumuşatmak için ikinizin yaptığı bir plan bu. Bir yere gittiği falan yok!"

Ahn Seol hayretler içinde kalmıştı. Hızla kolunu Min Ho'dan kurtardı.

"Sen gerizekalı falan mısın? Neden böyle bir şey yapalım?! Lu Yin senin yüzünden gitti Lee Min Ho, bunu kafana sok. O geri dönene kadar sen de biraz düşünürsün, acaba fazla mı ileri gittim diye!"

Tiyatro salonundan çıktı Ahn Seol. Min Ho olduğu yerde kaldı. Boğazı düğümlenmişti, yutkunamadı bile. Lu Yin'i gitmeye itecek kadar kırdığını yeni fark etmişti.

Ahn Seol bahçeye çıkıp etrafı gözleri ile taradı. Basketbol sahasının kenarında oturup dinlenen Hyunjin'i ve arkadaşlarını görünce onlara doğru ilerledi. İlk defa Hyunjin'le konuşacağı için heyecanlıydı ama heyecanını saklamaya çalışıyordu.

Aslında, az önce Min Ho ile konuşurken bilerek öyle şeyler söylemişti Ahn Seol. Kısaca söyleyebilirdi Lu Yin'in kafasını dinlemek birkaç günlüğüne Busan'a gideceğini. Ama amacı da buydu ya. Min Ho'nun endişe etmesini sağlamak.

Basketbol takımının yanına vardığında derin bir nefes aldı Ahn Seol. Hyunjin arkadaşları ile gülerek konuşuyordu. Sessizce boğazını temizledi Ahn Seol. Heyecandan yanlış bir şey yapmaktan korkuyordu.

"Hwang Hyunjin."

Bakışlar Ahn Seol'u buldu. Şuan arkadaşları burada olmasa daha rahat olabilirdi ama idare edecekti artık.

"Seninle konuşmam gerek."

Hyunjin;
"Sen kimsin?"

Yutkundu Ahn Seol.
"Gelir misin?"

Hyunjin rahat bir tavırla arkasına yaslanıp sırıttı. Arkadaşları da ikiliye bakıp gülüyorlardı. Daha doğrusu Ahn Seol'e.

"Burada söyle ne söyleyeceksen."

Hafif sinirli bir ses tonu ile;
"Hayır, özel bir konu."

Hyunjin eliyle arkadaşlarını işaret ederek konuştu.
"Benim kimseden gizlim saklım yok."

Sinirlerine daha fazla hakim olamayan Ahn Seol ofladı.

"Eh! Yeter be, gel diyorsam gel çocuk! Ne uzattın lan!"

Hyunjin'in yakasından kavradığı gibi çekiştirmeye başladı Ahn Seol. Bu ani tavır karşısında Hyunjin de, arkadaşları da şok olmuşlardı. Ahn Seol, Hyunjin'i sürüklemeye devam ederken arkadaşları kahkaha atmaya, alkışlamaya başladılar. Ahn Seol'un bu hali hoşlarına gitmiş gibiydi.

I Did İt | Lee Min Ho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin