44🎭

3.6K 377 200
                                    

Aynadaki yansımama bakıp derin bir nefes aldım. Heyecandan ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde kuliste bekliyor, boş boş oturuyordum. Zaman geçmiyordu sanki.

Bu büyük heyecanımın sebebi, birazdan fotoğraf çekiminin olmasıydı. Baş karakterlerden birinin seslendirmesini yaptığım film vizyona girmişti ve kısacık sürede o kadar popüler olmuştu ki, bizi fotoğraf çekimi için stüdyoya çağırmışlardı. Verilen kıyafetlerini giymiştik, şimdi ise makyajımı yapacak kadını bekliyordum. Kuliste sadece ben vardım çünkü diğerleri makyözler gelene kadar hava almak için dışarı çıkmışlardı.

Nedenini anlamıyorum ama... Galiba diğer kızlar bana kin besliyorlardı. Belki de benim paranoyaklığımdır emin değilim fakat sürekli dik dik bakmaları, bana bakarak birbirlerinin kulağına bir şeyler fısıldamaları ve benden ayrı takılmalarından bu sonuca varmıştım.

Zaten seslendirme ekibinde yedi kız vardı benimle birlikte. O altısı can ciğer olmuşken bi' ben boynu bükük kalmıştım aralarında. Onlara kıyasla yaşım küçük olduğu için de olabilirdi. Tek lise öğrencisi bendim ama içlerinden iki tanesi de üniversite birinci sınıf öğrencileriydi. Çok da bir fark yoktu yani.

Aman, neyse.
Min Ho'ya bu işin üstesinden geleceğime söz vermiştim. Onları kafaya takarsam bir adım bile ileri gidemezdim.

Bu arada Min Ho'nun amcası Bay Lee ile de çok samimi olmuştuk. Zaten onun da ekipte diğerlerine göre en yakın davrandığı kişi bendim. Yeğeninin kız arkadaşı olmamdan kaynaklanıyordu elbet ama bir diğer neden, ses tonumu karakterlere çok rahat ayarlayabildiğim için sesimi sevmesiydi. Bana bu konuda güveni tamdı.

Bu da bana mutluluk veren şeylerden biriydi.

Kapı açıldığında makyözün geldiğini düşünüp kafamı  kaldırdım. Aynadan bakınca arkamda gördüğüm kişinin makyöz değil de Min Ho olduğunu görünce sevinçle gülümseyerek ona döndüm. O da gülümseyip bana doğru adım attığında hızla boynuna sarıldım. Son zamanlarda fazla vakit geçirememiştik. Sınavlar, seslendirme, tiyatro derken birbirimizi okulda bile daha az görür olduk.

Kafamı omzuna yasladığımda gülerek ellerini belime koydu ve kulağımın üstünü öptü. Gülüşünü özlediğimden içim sıcacık olmuştu. Ellerimi boynundan ayırmadan geri çekildim. Onun da elleri belimi bırakmadı.

"Geleceğini bilmiyordum."

"Sürpriz yapmak istedim."

Kafamı sallayıp yanağından öptüm. Şu altı cadının arasında öyle bunalıyordum ki sinir bozucu tavırlarından, Min Ho'yu görmek ilaç gibi gelmişti.

"Neden tek başınasın?"

"Kızlar hava almaya çıktılar, ben de makyözü bekliyorum."

Min Ho kaşlarını çattı.
"Makyözü mü? Onu alt kattaki kuliste gördüm kızlarla birlikte. Makyajlarını yapmaya başlamıştı  çoktan."

Şaşkınlıkla;
"Ne? Ama bana bu kattaki kuliste olacağımızı söylemişlerdi-..."

Tanrım... Oyuna geldim.

"Kahretsin."

"Ne oluyor güzelim?"

Sıkıntıyla iç çekip kollarımı Min Ho'dan çektim ve belimdeki kollarını nazikçe indirmesini sağladım.
"Min Ho... Bana yalan söylediler."

"Neden bunu yaptılar ki? Belki de karıştırmışlardır."

"Hayır, yani... Benimle sürekli uğraşıyorlar. Sabahtan beri burada bekliyorum ama bir kişi de gelip haber vermedi. Hazırlanamamam için. Ne yapacağım ben şimdi? Amcana da mahçup olacağım~"

I Did İt | Lee Min Ho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin