"Ne? Gerçekten ona sevimli olduğunu mu söyledin?"
Kahkaha atarak Ahn Seol'u başımla onayladım. Min Ho ona sevimli dememe bozulmuştu ancak ben oldukça eğleniyordum. Tabi ki onu çekici ve yakışıklı bir erkek olarak görüyordum ama sinirlendiği zamanlar fazla şirin oluyordu, bunu görmek için onunla biraz uğraşmak gerekiyordu sanırım.
"Ben çok sıkıldım, ne zaman sevgili olacaksınız siz?"
"O nereden çıktı şimdi?" Diye sordum kaşlarımı çatarak.
"Hyunjin'e hala açılamadım. Biz olamıyoruz bari siz olun artık kaliteli çift görmek istiyorum şunların aksine."
Yüzünü buruşturup işaret ettiği çocuk ile kıza baktım. Gerçekten de cıvık bir ilişkileri var gibiydi. Ahn Seol'e döndüm. "Karışma insanlara."
Omuz silkip gazozunu içmeye devam etti. Zil sesi duyulduğunda kantinden çıktık. Ahn Seol sınıfına giderken ben birkaç işimi halledip soyunma odalarına ilerledim. Şimdiki dersimiz bedendi. Hiç istemesem de eşofman takımımı giymek zorundaydım.
Soyunma odasından içeri girdiğimde diğer kızların hepsi çoktan giyinmişlerdi. Onlarla selamlaşıp bir köşeye ilerledim ve formamı çıkartmaya başladım. Kızlar ise spor salonuna gitmek üzere odadan çıktılar.
"Başkan, seni yok yazmamasını hocaya söylerim merak etme."
Yuna'ya dönüp gülümsedim ve teşekkür ettim. Çıkıp kapıyı arkasından kapattı. Bizim sınıfın kızları ile aram hep iyi olmuştu. Belki de öğrenci temsilcisi olduğum içindi bilmiyorum ama bana saygı gösterirlerdi. E ben de onlara aynı şekilde karşılık verirdim. Ancak hiçbir zaman 'en yakın arkadaşım' diyebileceğim biri olmamıştı Ahn Seol'e kadar. Okul işleri ile meşgul olduğumdan arkadaşlık mevzularına vakit ayıramıyordum.
Neyse ki bu sene durumlar biraz hafiflemişti.
Gömleğimi ve eteğimi çıkarıp eşofman altımı giydim. Eşofmanın üstünü arıyordum ama bir türlü bulamıyordum spor çantamda. Üzerimde yarım sporcu atletimle kalakalmış düşünürken odanın bir diğer ucundaki okul çantam gözüme çarptı. Sonra üstümü oraya koymuş olabileceğimi düşünüp çantama ilerledim.
Tam kapalı kapının yanından geçerken aniden kapı açılmış, ve ben korkarak geriye doğru adımlamıştım. Bu dengemi kaybetmeme neden olurken gelen kişinin çıplak belimden yakalaması ile düşme durumum ortadan kalkmıştı.
Kocaman açtığım gözlerimle Min Ho'ya baktım. Onun da benden farkı yoktu diyebilirim.
S*ktir...
Yarı çıplak bir şekilde onun dibinde olmam kendimi yerin yedi kat dibine sokma isteği uyandırıyordu.
Min Ho yutkunup gözlerini kırpıştırdığında, bu kadar yakınlaşmış olmamızın verdiği etkiden çıkarak hızla geriye adımladım. Kollarından kurtularak. O da anında arkasına döndü.
Ah! Gerçekten utanıyorum!
İkimiz de bir şey söylemeden öylece dururken Min Ho anlayamadığım bir hızda özür dileyip odadan çıktı. Hemen kapıyı kilitleyip çantamdan eşofmanımı alarak üzerime geçirdim ve bu kapı kilitleme işini daha önce yapmadığım için kendime sövdüm.
Ayrıca... Sevimli dediğim çocuk az önce bana felaket çekici gelmişti.
Hamlet ve Ofelya'yı canlandıran oyuncular. Çok güzel değiller mi? :')
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Did İt | Lee Min Ho
FanficLee Min Ho, okulun tiyatro kolunun başkanıydı. Park Lu Yin ise onun provalarını bile izlemeyi severdi. Sonunda bir cesaretle Min Ho'ya mesaj attı. Ancak bambaşka bir taktik uygulayarak. Hamlet: Oyunculuğun çok kötü. Neden tiyatro kulübünü seçtin k...