33🎭

3.9K 411 395
                                    

"Öğrenci temsilcisi Lu Yin! Hemen buraya gel, vaktimiz kısıtlı!"

Öğrenci temsilcisi olmaya adaylığımı koyduğum güne l-a-n-e-t olsun!

"Dans kulübü başkanının değişimi için onay kağıtlarını hazırlıyordum hocam-"

"Bırak onları şimdi!"

Hızla Müdür Choi'nin yanına koştum. Odası oldukça büyüktü. Fotokopi ve faks makineleri de burada olduğu için günün yarısını burada geçiriyordum.

"Basketbol kulübünün haftaya büyük bir maçı var biliyorsun. Okulumuzu spor dalında temsil edeceğinden çok önemli bu maç. Afişler çoktan hazırlandı."

Kafamı sallayarak onu onayladığımda çekmecesinden bir flash bellek çıkarıp elime tutuşturdu.

"Öğretmenler odasına git, oradaki bilgisayardan okulumuzun internet sitesine gir ve afişin bir fotoğrafını orada yayımla. Bellekte kopyası var. Altına güzel bir şekilde açıklamayı unutma. Bakanlığın gelip okulumuzu ziyaret etmesi için bu çok önemli!"

"Anladım hocam, hemen hallediyorum."

Odadan çıkıp alt kata inerken içimden sonu gelmeyen küfürler ediyordum. Bir teneffüsümü de kendime ayırabilsem ne olurdu ki sanki? Lise öğrencisi değil de sekreter gibi hissediyordum kendimi bu okulun bitmek bilmeyen işleri yüzünden.

Pekala, sabret Lu Yin. Seneye son sınıf öğrencisi olacağın için öğrenci temsilcisi durumundan otomatikmen düşeceksin. Bir yıla kadar bekleyebilirsin. Evet.

O zamana kadar koşuşturmadan geberip gitmezsen tabi!

Öğretmenler odasına girdiğimde içeride sadece üç öğretmen ve okul başkanımız Bang Chan vardı. Chan ile birbirimize kafa selamı verdik. Müdür yardımcısı ile bir şeyler konuşuyorlardı. Chan benden daha çok uğraşıyordu bu işlerle. Ona da ayrı bir üzülüyordum.

Bilgisayarlara ilerleyip bir tanesinin başına geçerek flashı taktım. Hızlıca yaparken müdürün istediklerini, omzumda bir baskı hissettim. Kafamı yana çevirdiğimde Soobin'i görünce anında geriye çekildim. Gülümsedi. Yarım metrelik gamzesi ortaya çıkmıştı.

"Bay Kang'a soru sormaya gelmişim. Senin bizim kulüp işleri ile uğraştığını görünce bakmak istedim. Zorlanıyor olmalısın?"

Bilgisayar ekranına kısa bir bakış atıp dudaklarımı ıslattım.
"Şey... Biraz."

Min Ho'ya Soobin ile yakın olmayacağıma dair söz vermiştim ve bu yüzden şuan tepemde dikilen çocuktan rahatsızlık duyuyordum. Tamam, bana bir zararı yoktu. Min Ho'ya da yoktu aslında. Sadece zamanında canını sıktığı için ona pek ısınamıyordu. Ve ben bunu gayet normal karşılıyordum.

Eğer biriyle geçmişte ufak bir problem yaşarsak, ileride çok yakın arkadaş olsak bile o yaşanan problemi unutamazdık. İlla ki onu görünce zamanında canımızı acıtmış olduğu gerçeği aklımıza gelirdi. En azından bu bazılarımız için böyleydi.

"Ne yapıyorsun?"

"Maç hakkında bilgilerin olduğu afişi okulun internet sitesine koyuyorum. Altına da açıklama yazmam gerek ama ne yazacağımı bilemedim, düşünüyordum."

"Hm, bir bakalım..." Soobin ellerini masaya koyup biraz ekrana doğru yaklaştığında sandalyede iyice geriye yaslandım. O elini klavye tuşlarında gezdirirken ben yazdıklarını okuyordum.

Okullar arası yapılacak olan basketbol turnuvası 16 Eylül, çarşamba günü, Seoul Kapalı spor salonunda oynanacaktır. Destek ve yardımlar için müdürümüz Choi Kwon'a ulaşabilirsiniz. Güzel bir maç olsun!

I Did İt | Lee Min Ho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin