Onu gördüm. Baya iyi görünüyordu. Uzun boyu ve fiziği ile üstündekiler ile hiçbir kızın hayır diyemeyeceği türden biriydi adeta. Saçları aynıydı ama bu kıyafetle görünce daha yakışıklı olmuştu. Onu ilk iş günü takım elbise ile görmüştüm daha sonra o da hep salaş gelmişti. Patron olmasına rağmen.
Hemen ciddi bir şekilde çantamdan gözlük çıkardım bu sırada ona adımlıyordum. Dikkatlice ne yaptığımı inceliyordu. Gözlüğü takıp tepkisinin aynısını yaptım. Hafif aşağı indirip gözlük üstünden ona bakarak konuştum ciddi bir ifadem vardı ama dudaklarım yukarı kıvrılmıştı.
"Waow."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Başını yere eğip gülerek kafasını iki yana salladı. Bakışlarını bana diktiğin de alttan bakmaya devam ediyordu ve ben gamzelerine bir tık düşmüştüm. Yavaşça başını kaldırarak dikleşti ardından arkama bakarak evi işaret etti.
"Bu arada bu ev bir stajyer için fazla büyük değil mi?" Sakla samanı gelir zamanı. Ama söyleme zamanı değil. Ne saçmalıyorum. İyice teyzeme benzedim.
"Ah şey miras kaldı." diyerek hafif bir gülümseme sunduğum da anladığını belli edercesine kafasını salladı.
"Hım anladım. Bu gün çok özel olmuşsun. Aa şey y-yani güzel olmuşsun. Normalde spor giyinirdin şey o yüzden şaşırdım." kekelemesine karşı güldüğüm de elini ensesine götürüp kaşıdı ardından erkeksi sesi ile güldü. İç çekmek istesem de kendimi sıkarak sadece dudaklarımı ısırdım.
"Gerekmedikçe giyinmem. Abim üzülür sonra." dediğim de bakışlarını dudaklarımdan çekmeden beni dinlemişti. Neden patronumun önün de dudaklarımı ısırdım ki? Ben bir davarım!
"Ona neden oppa demiyorsun?" diyerek bakışlarını dudaklarımdan çektiğin de ne zaman tuttuğumu anlamadığım nefesimi serbesti bıraktım.
"Öyle şeyler sevmem ben."
"Hım o zaman gidelim mi güzellik." Ne? Ben mi yanlış duydum yoksa patronum bana 'güzellik' mi demişti. Hani güzel olduğumu söylese şaşırmazdım da güzellik kelimesi biraz flört gibi kaçmıştı.
"Ne?" diye şaşkınlığımı dile getirdiğim de gülümsemişti yeniden.
"Ee bir seferlik süslenmişsin bunu demem gayet normal hak ettin." diyerek güldüğün de sahte bir şeklide kaşlarımı çatıp gülümsedim. Arabanın kapısını açmak için referansta bulununca bindim. Arabanın önünden dolaşıp kendi yerini aldı ve arabayı sürmeye başladı. Yine yüksek sele şarkı söylemeye başladığın da gülerek onu izliyordum. Arada bir bana bakarak daha çok bağırıyordu.
Ben de nakarat kısmı gelince ona eşlik ettim bağırarak. Ani tepkime şaşırmış olacak ki durup gülerek bana baktı ve devam etti. Birlikte devam ettik söylemeye. Çok eğlenceliydi. Rap kısımları kusursuz bir şekilde söylerken vokal kısımlarda acemice bağırıyordu ve bu onu daha da tatlı yapıyordu. Geldiğimizde öne eğilerek müziği kapattı ardından gülerek bana döndü.