İşleri bitirince mekan yerine gidemedik çünkü başka bir etkinlik ile iptal oldu yarına. Şu anda denizde oradan oraya koşuyorlar. Denizde koşuyorlar!
Çok komik görünüyorlar ama ben çok üşüyorum. Tae ıslak ıslak yanıma gelince daha da bir titredim.
"İyi misin?"
"Evet neden?"
"Durgun görünüyorsun." dedi dudak büzerek. Islak saçlarını kırıştırdım ve yanağına öpücük kondurdum. Gülerek iki eli ile de yanaklarıma baskı uygulayarak yüzümü buruşturdu ve anlımdan öptü. Gözüm diğerlerine kayınca yine mal mal bize baktıklarını gördüm.
Kook-"Kardeş olduklarını bilmesek sevgili olduklarını sanacağım."
Yoongi-"Bence sevgililer."
Hoseok-"Onlar bir birlerini çok seven iki kardeş." herkes Hoseok'a bakıp 'mal mısın sen' bakışı attı. Tae de uzaktan onlara bağırdı.
Tae-" Size ne lan Hoseok hyung doğru söylüyor. Hyunglarım size laf atmadım kime olduğunu biliyorsunuz." diyerek de Jungkook'u işaret eti gözleri ile. Tabi benim hala yüzüm buruş bir şekilde dudaklarım öne çıkmış bakıyorum öylecene. Gözüm Namjoon'a takılınca durgun olduğunu gördüm. Yere bakıyordu. Yine hapşırdım. Bir anda bana dönüp kaşlarını çattı.
"Doğru eve git itiraz yok ben söylerim Namjoon'a."
"Ama-"
"Aması yok yürü." kafamla onaylayıp gittim.
____
Yine mekan bakmaya gideceğiz ama bu sefer ki köyde küçük bir yerdi. Biz mekan bakıp onay verince sektör çalışanları gelip etrafı süsler ve konser verirler. Bilgisayarı kapatıp eşyalarımı topladım. Tüm gün hapşırdım yine gece biraz ateşlenmiştim ama Tae üzülmesin diye bir şey dememiştim.
"Hazırım."
"Tamam." diyerek ayaklandı bilgisayarını kapatıp ceketini aldı ve eşyalarını elinde tuttu. Ah bu hareket bile erimeme yeter de artar. Yine kollarını yukarı kıvırmış. Arabaya bindik ama yol boyunca yine yüzüme bile bakmamıştı aslında çok yorgunum ama aramız düzelsin istiyorum.
Müziği açıp sevdiğim bir şarkı aradım. D-dang geçen karaoke de söylediği şarkı çıkmıştı. Hemen yüksek sesle söylemeye başladım. Gülüyordu ama kendisini tuttuğu belliydi. Elimi mikrofon gibi tutuyordum ona uzatıp beklenti ile baktım. Önce bana sonra elime baktı ve gülerek hafif eğildi ve söylemeye başladı nakarat kısmını. Şarkının son kısmını birlikte söyledik ve bitince deli gibi gülmeye başladık.
'Çok komik hahaha' diye masum hane bir gülüşü var her kahkahasından sonra tekrarlıyor bunu. Başım çok ağrıdığı için müziği kapattım. Sorgular gözle bana baktı.
"Biraz yorgunum dinlensem olur mu?" kafasıyla onaylayıp arabayı kenara çekti ve indi. Ben de inip ne yaptığına baktım. Bagajdan yastık ve küçük bir battaniye çıkardı. Arka koltuğa koyup ellerini silkeleyerek bana döndü.
"Gezmeyi severim hep yanımda dururlar, tedbir amaçlı. Sen uzan." demesi ile ona 32 diş güldüm.
"Teşekkür ederim." dedim ve arka koltuğa geçip uyudum.
____
Uyandığımda yer yatağındaydım. Ne olmuş ki? Kafamdan ıslak bir havlu düştü. Kapı sesi duyulunca oraya baktım. Akşam olmuş etraf karanlık. İçeri Namjoon girdi beni görünce yanıma geldi hemen dizlerinin üstüne oturdu.
"İyi misin?"
"Evet de ne oldu."
"Seni uyandırmak istedim ama cayır cayır yanıyordun. Dinlenmen için uyandırmadım burada yaşlılardan oda istedim. Neyse ki ikimizin de soy adı aynıydı evli olduğumuzu söyleyip seni buraya getirdim. Ateşin biraz düşmüş." Evli olduğumuzu söyleyince gözümde canlanmadı değil. Hayali bile mükemmel!
"Evli mi?" Dizlerini'nin üstünden kalkıp rahat bir pozisyon aldı ve utangaç bir tavırla ensesini kaşıdı.
"Evet tek odaları vardı. Evli olup olmadığımız sorunca da evet demekten başka seçeneğim yoktu."
Yıllarca aşık olduğu kızın peşinden koştu. Ona açılmak için fırsat bulduğun da geçirdikleri talihsiz kaza yüzünde sakat kaldı ve kızın bir daha karşısına çıkamadı. İçinde tuttuğu özlem babasının ona evlilik yapması konusunda baskı uygulayınca gerçekleştirmek için harekete geçti.
İçinde en ufak umut kırıntısı dahi olmasa da en azından kızın yanında kalmasını istemiş ve onu yanına sadece bir şekilde alabileceğini düşünmüştü. Tehdit ederek..
Ama bir şeyi atlamıştı. Kız onu kurtaran adama ömrünü vermeye hiç şüphesiz hazırdı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RM Big Boss (Tamamlandı)
AdventurePatron ve sekreter arasında geçen küçük çaplı maceraları anlatan kısa bir hikaye.. Namjoon- "Hayır Min-Young benim sekreterim yani bana emanet."