"Namjoon sorun değil." diyerek Namjoon'un kolunu tuttum. Ne kadar kızsam o patronumdu sonuçta.
Namjoon- "Hayır Min kabul etmiyorum." diyerek bana doğru biraz eğilmişti. Geri çekilerek Tae'ye baktığımda oda kızgın bakıyordu ama uzatmak istemediği de belli oluyordu.
Tae- "Min sen onla git Sorun değil." diyerek omuzlarını düşürünce nihayet bu saçmalık bitti diye düşünecektim ama Namjoon yine dişlerini sıkınca içimden düştüğüm duruma küfürler savurdum. Ha onla gittim ha senle ne vardı?
Namjoon- "Ona ben Min diyorum." diyerek bilmiş bir tavırla Tae'ye dönmüştü. Sıva hadi bakalım! Şu dünyada Tae'nin yanında bir tek ben kaldım bu yüzden bu kadar içerleniyordu. O yüzden Tae serçe parmağını Namjoon'a doğrulttuğunda aralarına girip Tae'ye dönerek konuştum. Konuşurken kaş göz hareketlerim devreye giriyordu. Diğerleri Namjoon'un arkasında oldukları için de göremiyorlardı.
"Aa bakın saat geç olmaya başladı hadi bir an önce gidelim." diye kapıyı gösterdiğim de yine bir adım geri çekilmişti.
Jin- "Aslında barlar kalabalık oluyor Karaokeye gitmeye ne dersiniz?"
Yoongi- "İşte bu tam da düşündüğüm şey." diyerek baş parmağını kaldırıldı.
Jimin- "Kanepede uyuyacaksın dimi." diyerek bıkkınlıkla nefes verince herkes gülmeye başladı. Neredeyse herkes çünkü abim ve Namjoon hala birbirlerine bakıyorlardı. Namjoon ile bu konuyu konuşmalıyım. Abime sert çıkıştığı için ona bir şey demeye hakkım yok çünkü abim olduğunu bilmiyor ama benim kararlarıma da saygı duymalıydı. Hem ne demek sadece ben ona Min derim. Peh!
____
Arabaya bindiğimizde yolculuk sessizlikle geçmişti. Gerçi yol 10 dakikalık yolun sadece 5 dakikası geçti.
"Namjoon konuyu sence de fazla büyütmedin mi?" Diyerek bıkkınlıkla ona baktım.
"Ben mi büyüttüm?" diyerek hayretle kendini işaret etmişti.
"Evet! Hadi arabaya binmemeyi anlarımda ona sadece ben Min derim ne demek?"
"Hah! Ama öyle o lakabı sana ben verdim."
"Teknik olarak lakap denemez. Arkadaşlarım bana Min diyor. Ayrıca yemekte herkes bana Min demişti. " bıkkınlıkla nefes verirken aynı zamanda yüzünü ovaladı. Ama yola bakıyordu.
"Pff! Bilmiyorum Taehyung genellikle herkese mesafeli ve cana yakın yaklaşır. Ama sana ayrı ilgi duyduğunu fark ettim. Bu doğru değil çünkü sen benim sekreterimsin." İş yerinde bu adamın zekasının yüksek olduğu söylenmişti. Eminler mi?
"Namjoon evden çıkarken beynini takmayı unuttun sanırım. Tae'yi geç başka biri bana cana yakın davranınca hayır ben Namjoon Beyin sekreteriyim benden uzak durun mu diyeceğim? İnsanlar sevgili olup evlenirken 'Ah! Hayır be şu güzel kız beğenmiştim ama diğer adamın sekreteri tüh.' demiyorlar. " diye ellerimi havada salladım. Nasıl saçma bir konu bu böyle? Ayrıca sanırım az önce patronuma beynini evde unuttum da demiştim. Beni şuraya gömün!
"Bu konuyu bu sonuca nasıl vardın?" Diyerek yüzünü buluşturdu.
"Sen dedin ya sen benim sekreterimsin diye."
"Evet ama ben rahatsız olursun diye şey yapmıştım."
"Merak etme rahatsız olsam seni dürter kulağına söylerim tamam mı?" diyerek güldüm onay beklercesine ona bakıyordum. Bıkkın bir nefes verip kafası ile onayladı. Geldiğimiz için de arabayı durdurdu.
____
Büyük bir oda kiralayarak içeri girmiştik. Herkes tek tek çıkıp şarkı söylüyordu. Sesleri harikaydı. Min Yoongi uyumak istediği için ilk söyleyen o olmuştu ve diğerlerine sıra gelince çoktan uykuya teslim olmuştu. Soğuk kanlı da olsa hiç yanlışını görmedim rahat tavırlar sergileyerek rahatlıkla uykuya dalıyor çok komik biri.
![](https://img.wattpad.com/cover/242892399-288-k989610.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RM Big Boss (Tamamlandı)
AdventurePatron ve sekreter arasında geçen küçük çaplı maceraları anlatan kısa bir hikaye.. Namjoon- "Hayır Min-Young benim sekreterim yani bana emanet."