Çok tatlı ama keşke abim ve arkadaşlarının içinde yapmasan. Çünkü yarısı gördü. Jungkook, Jimin hatta Yoongi! Hepsi gördü ve Jikook sinsi sinsi sırıtıyorlar. Bozuntuya vermeden boğazımı temizleyip yemeğimle ilgilenmeye başladım. Şu anda çok pis patronumu öpesim gelmişti.
Kafamı kaldırmadan Namjoon'a baktığım da Jimin'in bana pis pis sırıtarak elini kaldırdığını gördüm. Kaşlarımı çatarak hala yemeğimle ilgileniyormuş gibi yapıyordum ama gözümü kesinlikle çekememiştim. Jimin sırıtarak Namjoon'un yüzünü avuçladığın da karnımda kasılan kıskançlığı sezmiştim. O benim sevgilim! Ama amacı beni kışkırtmak.
Oyununuza düşmeyeceğim Bay Park! Yem olmaya niyetim yok. Şiddetli bir öksürük sunduğum da Namjoon da Jimin'den uzaklaştı. Ayağa kalkıp lavaboya gideceğimi söyleyerek uzaklaştım. Aklıma da sürekli Namjoon'un, Jimin'in yüzüne yaptığı hareketler geliyor ve ben gidip onu öpmemek için kendimle çelişiyordum.
Lavaboda işimi halledip çıktım. Koridordan sağa döndüğüm de geçerken biri kolumdan tutup beni bir odaya soktu. Kim olduğuna dahi bakmadan gözlerimi sıkıca kapatıp ağzımı çığlık atmak için açtım. Eli anında ağzımı da kapatarak bu eylemimi bozdu. Tekme atmak için gözlerimi açtığım da sinirlice omuzlarımı düşürüp gözlerimi devirdim.
Kaşlarımı çatarak ona baktığımda gülümsemesi ile bıkkın bir nefes verdim. Hayır yani neden? Gelsene bir dese sanki kaçacağım. Gerilim yaratmak cidden hoş mu? Yüreğimi hoplatmaya cidden bayılıyor.
"Ne yapıyorsun? Ya orana tekme atsaydım." diyerek alt bölgesine gözlerimi saniyelik kaydırdığım da o da orasına baktı ve dudak büzerek gözlerini gözlerim ile yeniden buluşturdu.
"O zaman çocuğumuz olmaz." Uzun bir süre sessizlik oldu ve büzdüğü dudakları giderek yukarı kıvrıldı ardından da gülmeye başladı.
Niye gülüyor?... Anladım kesin kızardım. Bana doğru bir adım atınca ben de bir adım geri attım. Bir adım daha gelince ona dur dedim ama yavaşça gelmeye devam etti. En sonunda kapıya sıkıştırdı beni. Altından geçip gidecekken kolumdan tutup tekrar yasladı.
Elinin biri ile yanağımdan burnuma ardından diğer yanağıma sürttü yavaşça. Yüzünde ki gülümseme ise bundan oldukça zevk aldığını gösteriyordu. Biraz daha yaklaşınca burnu burnuma değmişti. O dudaklarıma bakıyordu ama öpmüyordu. Şu anda acayip seksi görünüyordu ve ben hormonlarımın kurbanı olmak üzereydim.
"Neden kaçıyorsun. Öpmemi istemiyor musun?" dediğin de nefesi yüzüme çarpmış ve beni bir tık etkilemişti. Sorarken de dudağını yine büzdüğü için hem seksi görünmüş hem de çocuk gibi tatlı olmuştu. İKİSİNİ BİRDEN NASIL YAPIYORDU?
"Hayır ondan değil-" diyerek yutkundum ve sesimi bulmaya çalıştım. O ise keyifle izlemeye devam etmiş vücudunu biraz daha yaklaştırmıştı. "-Böyle çok yakışıklısın kendimi kontrol edememekten korkuyorum bir de..." dediğim de hevesle araya girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RM Big Boss (Tamamlandı)
AdventurePatron ve sekreter arasında geçen küçük çaplı maceraları anlatan kısa bir hikaye.. Namjoon- "Hayır Min-Young benim sekreterim yani bana emanet."