11

739 52 26
                                    

Namjoon ile neredeyse günlerdir iş dışında konuşma yapmıyorduk. Araya koyduğu mesafe çok saçmaydı çünkü hayatıma karışmaya hakkı yoktu. Neredeyse 2 haftadır sırf sekreteriyim diye peşinde köle gibi beni koşturmuştu. Tüm işleri bana yükleyip bazen eve gidiyordu. Belki de başka yerlere neresi bilmiyorum ve umurumda da değil çünkü bana bunu yapmaya hakkı yoktu.

Ne olmuş yani Tae ile sevgili göründüysek? Ona ne ki? İstediğim kişi ile çıkarım ki Tae beni abimdi. Bana açıklama fırsatı bile vermeden 'oro*pu' damgası vermişti. Normalde arkadaşım olsa onunla bir daha konuşmazdım ama o benim patronumdu. Kişisel meselelerimi onun gibi işe yansıtmayacak kadar katı biriyim ben.

Bugün yine bir iş gezisi vardı ve bu seferki dağdaydı. Onunla yine bir yerlere gitmek zorundayım. Son seferde işleri bana yükleyerek bisiklet turuna çıkmıştı. Ben de binmek isterdim ama çalıştığım için binememiştim.

Dağda festival düzenlemek için alan bakmaya gidiyorduk. Bir gün orada geçirecektik. Belki de 2 gün olabilir. O yüzden küçük bir valiz hazırladım. Daha yarım saatim vardı. Tae'nin yanına gittim. Yeni uyanmıştı sanırım tavanla bakışıyordu.

"Sen gelmiyor musun?" 

"Hayır. Benim ortaklarla bir toplantım var. Diğerleri zaten başka işlerle uğraşıyor. Sadece Namjoon'un görevi mekanla içli dışlı olan o." kafamla onaylayıp diğer işlerim için odadan çıktım.

" kafamla onaylayıp diğer işlerim için odadan çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

____

Şu anda Namjoon'un odasının önündeyim. Bana söylediği şeyleri hatırladıkça yanına gitmek dahi istemiyordum ama mecburum. Ona söyleyebilirdim abim olduğunu. Hatta söylüyordum ama o beni tanımadan bana kırıcı laflar etmişti. Bu yüzden ne düşünüyorsa düşünsün. Bundan sonra sadece iş arkadaşım. Daha da yakın bir düşünce kurmak istemiyorum. Bu yüzden kendime çeki düzen verip omuzlarımı dikleştirdim. 

Kapıyı çalıp içeri girdim. Koltukta yarı oturur şekilde uzanmıştı. Bacakları 90 derece açıktı ve ben şu anda baldırlarını rahatça görebiliyordum. Yalan yok baya etkileyiciydi. Altına giydiği şort ile bacaklarını öne sergiliyordu. Kendime gelme gerek çünkü cidden etkileyiciydi. Beni görünce ayağa kalktı.

"Gidiyoruz." Dedi ve kapıya yöneldi. e ne diye şirkete kadar geldim ki boşuna?

Arabada yol boyunca ne bakıştık ne de çıt çıkarttık. Sadece yola bakıyorduk. Şapkasını çıkartıp gözlüklerini takmıştı ben de güneş yüzünden onu taklit ederek kendi gözlüklerimi taktım. Gözünde gözlükleri üstünde mavi takım of ya patronumdan etkilenmek istemiyorum!

"Acıktım." çoktan öğlen olmuştu. Kafamı aşağı yukarı salladım. Artık gördü mü bilmiyorum. Yol üzerinde küçük güzel kafe gibi bir yerde durduk. Arabadan inmeden gözlükleri çıkartıp şapkasını geri taktı. Ama ben gözlüklerle daha rahattım bu yüzden direk inip içeri geçtim. İçerisi çok ferahtı. Anında kasaya yöneldim arkamda durduğunu biliyordum.

RM Big Boss (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin