Rüya görüyorum galiba. Evet. Evet bu bir rüya. Az önce sevdiğim adam beni sevdiğini söyledi ve benim şu anda örümcek adammışım gibi tüm tüylerim havaya uçuştu. Ne diyorum ben amı*na koy- Lan küfür de mi ettiriyor bu itiraf insana?!
Wook-" Min-Yung bu itiraftan dolayı aramız açılmasın tamam mı? Arada bir buluşalım. Şimdi ben gidiyorum." Wook kolumu tutup konuştuğun da anlayamasam da transa girmişim gibi kafamla onu onayladım ve gidişini izledim. Hala kendime gelemiyorum. Aynı anda 2 itiraf aldım ve biri sevdiğim adamındı.
Nj- "Min ben o gitsin diye söyledim yanlış anlama." Ne? Hızla gözlerimi onunkilerle buluşturduğum da gözünde gördüğüm endişe ile kalkan tüylerim yerlerine geri kondu ve bu sefer porselen edası ile kalbimin kırılma sesini duymuştum. Gitsin diye mi? Yalan mıydı? Anlayacağınız üzere sinirliyim ve evet ona patlıyorum hazır mısınız_ 1..2..3
"YAH! NAMJOON! SENİN NE HADDİNE? HA SÖYLESENE! SEN KİMSİN? ARKADAŞIM O BENİM. DÜZGÜNCE KONUŞUP ANLAŞABİLİRDİK. SEN KİM OLDUĞUNU SANIYORSUN DA BANA BÖYLE KARIŞABİLİYORSUN? NE HAKKIN VAR BUNA. NE HAKKIN VAR ARKADAŞIMIN KALBİNİ KIRMAYA." herkes şaşırdı tabi. bu cüsse ile ortalığı ayağa kaldırdım. Namjoon ise sinirle dinledi beni daha sona omuzlarını düşürdü.
Nj-"Kim miyim? Doğru kimim ki ben? Çok haklısın koş peşine git onun.. Ahh" diye sinirle arkasını dönüp gitmeye başladı. Ne alaka ya? E o da gitti.
____
Camımdan gelen tıkırtı sesi birlikte şişmiş gözlerime inat aralayıp yataktan doğruldum. Daha çok sıçrayıp telaşla uyandığım için gözlerimi açabilmiştim. Korkakça cama yöneldim. Namjoon? Cama tıklatmaya devam ederken serseri bir şekilde gülüyordu. Camı açıp içeri aldım. Alkol kokuyordu leş gibi. Üstü başı dağılmış saçları birbirlerine girmişti.
"Minn" dedi ismimi uzatarak.
"Namjoon? Nu ne hal? İçmişsin birde buraya mı geliyorsun? Tae uçan tekme filan mı atsın istiyorsun?" doğru düzgün yürüyemiyordu bile. Bana doğru adım attığın da az daha düşüyordu. Elimle göğüsünden ittiğim de üstüme son anda düşmekten kurtulduk ama elimi umursamadan daha çok yaklaştı. Rahat bir tavır ile kolunu omzuma attı.
"Güzelim senden gelecek her türlü darbeye razıyım." bu ne biçim konuşma ya! Keko olmuş.
"Ne saçmalıyorsun Namjoon?" dediğim de kızgın bir tavır ile konuştu.
"Bana Namu de diyorum sana- ya da dur bana aşkım da diyebilirsin." diyerek güldü. Şaşkınca kala kaldığım da bu sefer ince ses ile konuştu.
"Bak şuna." diyerek oyuncaklarımın yanına gitti. Onlarla oynarken ben de ne yapacağımı düşünüyordum. Ona neden aşkım dememi istedi ki? Yok ya sarhoş ne dediğini bilmiyor.
Ama ya sarhoşken istediğimiz şeyleri dile getirdiğimiz olayı doğruysa ve- devrelerim şaştı! Ne uyduruyorum ben amın*a koyim. Hem o beni sevmediğimi söylemedi mi? Pislik! Onun yüzünden ağzım bozuldu benim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RM Big Boss (Tamamlandı)
AventuraPatron ve sekreter arasında geçen küçük çaplı maceraları anlatan kısa bir hikaye.. Namjoon- "Hayır Min-Young benim sekreterim yani bana emanet."