ne diye mimar olduysam artık offff.Masamda duran bir dünya çizim örneğine baktım; hepsini düzenlemem ve tekrar çizmem gerekiyordu.Joshı bu yüzden öldürebilirdim.Sırf resim çizebiliyorum diye bana mimar olmamı söylemişti.Yarına kadar nasıl yetişecekti bunlar....Üstüne üstlük Josh beni ve tabiiki Zacki akşam evine davet etmişti.Zacke mesaj atıp 6da evde olmasını söyledim.Tabi ki Joshın evine gitmesi için 2 gün yalvarıp yakardıktan sonra tehdit etmiştim."yalnız giderim ben de"demem 180 derece dönüşüne sebep olmuştu.Akşam olup da Zack tam saatinde eve geldiğinde, " hazır değilim,Alex"deyip de başımda pervane gibi dönüp durunca onu kendime çektim."kardeşin veya değil...Zack, o benim en yakın arkadaşım ve gidiyoruz" kapıyı kilitleyip Joshın mütevazı diye tarif ettiği denize sıfır villasına geldik.Kapıyı tam zamanında açmıştı.Yoksa Zack her an fikrini değiştirip geri dönebilirdi.Eve her girdiğimdeki tepkim vayy canınaydı.Ev resmen kardan yapılmış gibiydi her yerde beyaz hakimdi sanki buzun içine meyve şurubu dökülmüş gibi kırmızı aksesuarlar vardı.Joshın bir türlü anlamadığım zevkini değiştirmeye çalışmış,fakat değiştirememiştim. Bir süre havadan sudan benim işimden konuştuktan sonra Josh atlayıp...."Zack, sana sormam gereken bir şey var, babamın geçenlerde günlüğünü buldum ve okudum.Yazdığına göre Emma clark adında bir kadınla bir ilişki yaşamış, bir kızı olmuş...adının Lexter olduğunu yazmış...bir nevi o bizim Lex olabilir mi?" Zack kafası karışmış bir şekilide şoktan şoka girince araya atlayıp," yanii demek istediğin..." " Lex benim üvey kardeşim." sonunda Zack aklını toparlayıp," bir erkek çocuktan bahsedilmiyor değil mi?" Josh bir süre düşündükten sonra "hayır,sadece çocuğun kız olduğu yazıyordu" ne yani Zack joshın kardeşi değilse o zaman Zack ile lex de kardeş değiller.Ve aldatan kişi Zackin babası değil de annesi sandığı Lexin annesiymiş.Aman tanrım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
takıldığımız çakıltaşları
Lãng mạnhayat insana çeşitli seçenekler verir. kaybet yada kazan, kendin olanı al yada sonsuza kadar unut... benim seçim şansım ise geçmiş ve gelecekti bugün denilen kavram beni yalnız bırakmıştı.