Tekrar vadiye girdiğinde gün doğmuştu. Gün doğmadan burada ol demişti vampir. Larissa onların güneşe çıkamadığını duymuştu, belki de bu yüzden gitmişti.
"Bu kadar aptal olacağını tahmin etmeliydim." Larissa sesin geldiği yere döndü. Kumral saçlı, yeşil gözlü, buğday tenli, yakışıklı biri vardı karşısında. Yavaş adımlarla yaklaştı Larissa'ya. "Niye döndün, gerçekten gelip seni bulmamdan mı korktun?"
Larissa emin olamadı, dikkatle baktı. Bu oydu. Onu yakalayan vampir. Ama onun dişleri vardı gözleri ise kırmızıydı, ayrıca bu vampir ona sevimli sevimli gülümsüyordu.
"Ama sen?"
Gözlerini kısıp gülmeye devam ederek baktı. Artık tam önündeydi, Larissa'dan neredeyse on, yirmi santim, belki de daha da fazla uzundu, bu yüzden başını yukarı kaldırıyordu. Kollarını bağladı.
"Ne olmuş bana?"
"Gözlerin, dişlerin. Onlar yok."
Koca bir kahkaha attı, neredeyse vadide yankılandı sesi.
"Sürekli o şekli almıyorum. O sadece acıktığımda." Dedi, sesi daha önceki tonuna benzemişti. Artık Larissa o olduğuna emindi. "Neden döndün?" Diye sordu.
Larissa anlamamış gibi baktı suratına.
"Söz vermiştim. Hem cezalar belli."
"Sözlerini canın pahasına tutar mısın?"
"Evet." Diye cevap verdi.
Erkek vampir ona hala gülerek bakıyordu. Bir çıtırtı duyulunca, bağlı kollarını açıp arkasını döndü. Larissa da sesin geldiği yere baktı. İki kişi geliyordu, içlerinden bir tanesi Larissa'nın yanındaki vampire bakıp seslendi.
"Robert, hala kuş mu avlı..." sözü yarım kaldı, Larissa'yı fark etti.
"Bu kim?" Dedi ama adının Robert olduğunu öğrendiği vampir cevap vermeden diğeri atıldı.
"Bu cadı, burda ne işi var?" Bakışları tamamen Larissa'nın üstüne yoğunlaştı. "Buraya girmen yasak, cezan ölüm olacak." Deyip belindeki kılıcı çekti.
Üzerine yürürken Robert Larissa'nın önüne geçti.
"Kılıcını yerine geri sok Charles. O benim tutsağım, ben yakaladım, cezasını da ben veririm." Dedi sert bir sesle.
Ama Charles onun sesinden korkmuş gibi durmuyordu. Nasıl korkmazdı, Larissa'yı hala ürkütüyordu duyduğu ses.
"İyi, al bitir o zaman." Deyip çıkardığı kılıcı ona uzattı.
Robert bir adım attı, ona doğru.
"Benim kılıcım var, senin tırnak törpüne ihtiyacım yok." Dedi.Diğer erkek vampir güldü, ama Charles'in suratı kıpkırmızı oldu. Larissa da güldüğünü fark edince şaşırdı.
"Gerçekten kurallar açık, yakalayan cezasını vermeli, ne bekliyorsun ki? Öldür de gidelim." Dedi diğer vampir.
"Yakalayan cezasını verir diyor, ne zaman öldüreceğim hakkında bir şey söylemiyor." Diye cevap verdi Robert.
İkiside ona şaşkın baktı, Charles'in gözleri hala Larissa'nın üstündeydi.
"O cadı, her an kaçabilir." Dedi.
"Duvarın dışına büyüyle çıkamaz. Yani çok uzağa gidemez."
"İçeriye de özel büyü olmadan giremezler, ama bu girmiş, demek ki kaçabilir Robert, niye uzatıyorsun ki?" Diye sordu diğeri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK VADİ
FantasíaBeş yüz yıl süren bir dostluk bozuldu. İki ırk arasına koca görünmez bir duvar örüldü. Bölge sınırını çığneyen yakalayan kişi tarafından öldürülecekti. Larissa arkadaşı ölmesin diye bu tehlikeyi göze aldı. Yakalanması sadece ölüm tehlikesi değil dah...