Larissa sabah erkenden babasını görmek için şatoya gitti. Önce Robert'ın yanına odasına gidip babasını yine oraya çağırmayı düşündü ama vazgeçti. Hannah odada olsa da bu riski alıp babasının odasına gitmeye karar verdi. Onunla hem Kraliçe ile konuştuklarını anlatmak istiyordu, hem de biraz daha oturup konuşmak ve vakit geçirmek istiyordu. Bugün doğum gününü babasıyla geçirmek istiyordu.Babasının çalışma masasının önünde durdu. Yarısı yazılmış bir kağıt vardı. Yazdıklarını tabi ki okumayacaktı onu ilgilendirmezdi. Etrafta babasını bulamayınca seslendi ama Hannah dahil kimse cevap vermedi. Biraz bekledi. Hâlâ gelen giden yoktu.
Koridora çıkıp soğuk duvarların arasında dolaşmaya başladı. Robert'a gidip babasının nerede olduğunu soracaktı. Neyse ki etrafta kimse yoktu. Büyüyle şatoya girdiği için kimse girerken onu görmüyordu ama biri koridorda görse ne tepki verirdi kim bilir.
Koridorun köşesini dönerken Robert'la karşılaştı. Robert'ın yeşil gözleri parladı. Suratına tatlı bir gülüş yayıldı.
"Bana mı geliyordun?"
"Evet... aslında hayır."
Robert kafası karışmış gibi kaşlarını çattı. "Evet mi? Hayır mı?"
"Hayır, aslında babama geldim. Evet, çünkü baba mı bulamadım, sormak için sana geliyordum."
"Hmm. Dairesinde değil mi?"
"Hayır. Hannah'ın orada olma riskini alıp direkt daireye gittim ama kimse yoktu. Yani toplantı gibi bir şey..."
"Hayır. Bende konsey üyesiyim. Olsa benimde olmam gerekir." Biraz düşündü. "Belki babamla birliktedir. Sen benim odama git ben onu alıp geleyim."
"Olur." Larissa arkasını dönerken, Robert kolunu tuttu.
"İstersen önce birlikte gidelim, ben senin doğum gününü kutlayayım, babanı sonra çağırayım." Dedi gülüp.
"Teşekkürler ama önce babam Robert. Önemli." Son kelimeyi bastırarak söyleyince Robert ısrar etmedi. Kolunu bırakıp taht odasına doğru ilerledi.
Kapının önüne gelince iki muhafızı gördü ama babasının en iyi muhafızı Alex orada yoktu. Yine de kapıdaki muhafızlardan birine yaklaştı.
"Kral içeride mi?"
Adam başını eğip öyle konuştu. "Hayır, kendisi lord vezirle birlikte gittiler."
"Nereye?"
"Bize bilgi verilmedi."
"Anladım." Dedi ama hiçbir şey anlamamıştı.
Odasına dönmek için giderken Stella adını söyleyince durdu.
"Robert." Kız kardeşine gülümseyip baktı. "Babam Hannah'ı neden çağırmış?"
"Babam Hannah'ı mı çağırmış?"
Stella gözlerini kırpıştırdı. "Babamın yanından çıkınca, haberin var sandım."
"Ben babamın yanından çıkmadım. Zaten orada değilmiş. Owen'la bir yere gitmişler."
"İyi de babam onu odasına çağırttı. Muhafızlar öyle söyleyip götürdü." Robert'ın kafası karıştı. Hannah'ı neden muhafızla çağırtmıştı ki? Stella da şüpheyle ona baktı. "Muhafızlar onu bekledi." Dedi önemli bir ayrıntı verir gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK VADİ
FantasiBeş yüz yıl süren bir dostluk bozuldu. İki ırk arasına koca görünmez bir duvar örüldü. Bölge sınırını çığneyen yakalayan kişi tarafından öldürülecekti. Larissa arkadaşı ölmesin diye bu tehlikeyi göze aldı. Yakalanması sadece ölüm tehlikesi değil dah...