Vadide Tehlike

2.8K 244 47
                                    

     Robert kapının yanında öylece Larissa'ya bakıyordu. Gözleri dolu dolu olmuştu. Arthur'un evlilikle ilgili söylediklerini duyunca dışarı çıkmak için harakete geçmiş, ama onu Larissa'nın "Hayır." Sözü durdurmuştu. Arthur onu tehdit eder gibi konuştuğunda, çıkıp kafasını kesmek istemişti.

    Şimdi Larissa'nın onun yüzünden gözlerinde yaş vardı. Ama onu teselli etmek sonraki işti. Önce ona bu durumdan neden bahsetmediğini, Kraliçe'nin emrinin detayını soracaktı. Sakin davranmak istemişti ama doğası gereği bunu beceremedi.

     "Ne haltlar dönüyor?! Ne evliliği? Kraliçe ne emretti?!" Diye, hayvani bir sesle bağırdı.

    Larissa korktuysa bile geri çekilmedi. Aynı öfkeli bakışlarla karşılık verdi.

     "Emir falan yok. Sadece bir ricaydı. Düşünmem için zaman verdi."

    "Ne zaman?"

     "Hannah'ın saldırdığı gün." Larissa'nın sesi daha sakindi. Ama Robert onun cevabından sonra daha da öfkelendi.

    "On günden fazla olmuş. Neden hala reddetmedin. Bana neden söylemedin?"

    "Çünkü Kraliçe uzun uzun düşünmemi istedi. Ayrıca neden sana söyleyecek mişim? Bana hesap sormaya hakkın yok senin." Larissa'nın kaybolan sakinliği daha şiddetle ortaya çıktı.

    Birileri sürekli onu bir şeylerle ilgili suçluyor ya da uyarıyordu. Larissa artık bu durumdan kurtulmak, en çokta yanlız kalmak istiyordu.

    "Bana söyleyecektin. Ben senin..."

     "Hiçbir şeyim değilsin Robert. Olamazsın da. Çünkü bu mümkün değil. Bunu o kafana sok. Seninle ben diye bir şey yok, ve olmayacak. Şimdi beni yanlız bırak."

    "Larissa..."

     "Yalvarıyorum. Beni rahat bırak." Yanından geçip yatağa oturdu.

    Robert onunla şu an konuşmanın işleri daha kötü hale getireceğini anlamıştı. Kimin ne dediğini umursamıyordu. O Larissa'yı kaybetmek istemiyordu. Peki kazanmış mıydı? Öyle olmalıydı. Dün öperken, ona karşılık vermişti. Larissa da onu istiyordu. Sadece bunun olabileceğini ona anlatmalıydı. Hiçbir tarihte yazmamış olması, asla olmayacak demek değildi. Kapıdan çıkmadan Larissa'ya döndü.

    "Gece yarısından sonra, vadide seni yakaladığım yerde bekliyorum. Beni seviyorsan gelirsin, Larissa." Deyip çıktı.

         🌳
 
       İlk etaptaki koyunların ikisirlenmesi bitti. Larissa gereken her şeyi tek tek ilgilenerek yapmıştı. Talime gitmek için ayaklandı, onu izleyen gri gözleri görünce başını eğip reverans yapmak istedi.

    "Gerek yok." Dedi, Owen şefkat dolu bir sesle. Bu adamı konseyde gördüğünde de kanı ısınmıştı. Şimdi ufacık bir konuşması bunu arttırdı. "Bitti mi işin?" Diye sordu nazikçe.

     "Evet, yani bugünlük bitti. İlk kademe daha." Diye bilgi verdi.

    "Seninle biraz yürüyelim mi Larissa?"

    "Tabi. Talim için gidiyordum." Birlikte ağır ağır yürümeye başladılar.

    "Hannah'ın ne yaptığını öğrendim." Sesi, utanıyor gibi çıkınca Larissa şaşırdı.

    "Önemli bir şey değil. Yani o da nişan..."

    "Hannah'la, Robert nişanlı değil." Larissa'nın gözleri kocaman oldu. İkisi de durdular. "Kralın emrini duyduğu için, kendini öyle kabul ediyor." Suratındaki huzursuzluk, Larissa'nın içini acıttı.

YASAK VADİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin