Mera'ya geleli bir saatten fazla olmuştu. Larissa koyunlardan, keçilerden, ineklerden, öküzlerden. Tüy, tırnak parçaları alıp, omuzundaki çantadan çıkardığı küçük poşetlere doldurmaya başladı. Bazı hayvanların dışkılarından da örnekler alıyordu. Birinden alırken burnunu kırıştırınca Robert güldü.
O kadar zaman boyunca ses çıkarmadan onu izliyordu. Larissa otladıkları mera'dan da biraz toprak ve çimen örneği alırken, yanına gelip, beline burnunu sürten küçük kuzuya kaydı tüm ilgisi.
Başını okşayıp, yere oturdu. Kucağına alıp, sevmeye başladı. Kafasını kaldırıp, onu hayranlıkla izleyen Robert'a gülümsedi.
"Onların kanlarını da içtiniz mi?" Dedi kucağında ki kuzuya hüzünle bakarak.
"Bazen, ihtiyaç olursa, mecburen." Dedi.
"Bu dişi, buna dokunmayın olur mu? Daha küçük zaten, ayrıca çok güçlü görünüyor. Çoklu doğum için güçlendiririm." Dedi.
Robert gülüp, yanına çömeldi. Kuzunun başını okşarken Larissa'nın gözlerinin içine baktı.
"Sen nasıl istersen."
Larissa gözlerini kaçırmak istedi ama yapamadı, yeşil gözler onu çekiyordu. Aklından ilk geçeni söyledi buna son vermek için. Hem doğru hem bir o kadar yanlış geliyordu bu durum.
"Yine de beklediğimden daha çoklar. Ne kadar erkek var. Onlarda önemli, onlara da bazı iksirler yapmam lazım." Dedi, gözlerini kuzuya çevirip.
"Bütün cinsler dahil, üç bin kadar. Tekrar sayım yaptırırım. Beklediğinden çok olma sebebi, halktan saklanması." Sıkıntılı çıkmıştı sesi.
"Halktan saklamak mı?" Larissa gözlerini kısmış anlamak ister gibi baktı Robert'a.
Robert onun yanına oturdu, kolları birbirine değiyordu.
"Hayvanlar azalmaya başlayınca, Kral..." derin bir nefes aldı. "Babam, hayvanların yarısından fazlasını, kendisi için özel olarak yaptırdığı ahıra doldurdu."
"Sen bundan pek memnun olmamışsın." Dedi, suratı anlatırken acı çeker gibi duruyordu.
"Olmadım!" Dedi öfkeyle. "Bana Kral adaleti böyle anlatılmadı, Kral halk için çalışır, onları korur gözetir. Ben böyle öğrendim. Gerçi hayvanlar azalmadan önce babam da öyleydi. Ama iyi günde herkes, iyi olur. Hayvanlar azaldı. Babam değişti."
"Kimse bir şey demedi mi? Halktan kimse haksızlığa karşı çıkmadı mı?" Diye sordu Larissa.
"Çıkanlar idam edildi. Hepsinin kellesi alındı. Hatta bir ara iyice abarttı. Yaşı beş yüzün üstündeki bütün vampirleri katletti." Dedi tiksinir gibi. "Babam benim tanıdığım Kral değildi artık."
Larissa şok olmuş, Robert'ın söylediklerini sindirmeye çalışıyordu. Birden yüzünde bir gülümseme belirdi. Robert ondaki sessizliği fark edip dönünce güldüğünü gördü.
"Komik olan ne?" Dedi, sesi ciddi çıkmıştı.
"Şimdi ki Krallarını bilmem ama gelecekteki Kralları çok adaletli olacak." Dedi Robert'a yaklaştı, sonra vazgeçip durdu.
Geri çekilecekti, Bu kez Robert onun kolunu tuttu. Çok yaklaşmışlardı şimdi. Larissa bu yaptığının yanlış olduğunu biliyordu. Durması gerekiyordu. Neredeyse dudakları bir birine değecekken kafasını çevirdi.
Robert kaşlarını çattı. Larissa gördüğü ilk şeye yoğunlaşıp dikkatini dağıtmaya çalıştı. İleride gördüğü büyük bir taş yapıyı gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK VADİ
خيال (فانتازيا)Beş yüz yıl süren bir dostluk bozuldu. İki ırk arasına koca görünmez bir duvar örüldü. Bölge sınırını çığneyen yakalayan kişi tarafından öldürülecekti. Larissa arkadaşı ölmesin diye bu tehlikeyi göze aldı. Yakalanması sadece ölüm tehlikesi değil dah...