Bölüm 9

2.2K 117 30
                                    

Bölüm 9: Zaman
"Çıkış yolum yok."

Zaman her şeyin ilacıdır derler. Sanırım bizim bir ilacımız olamayacak. Kayra buraya geleli 2 hafta oluyor. Ne ben ne de Rüzgar onunla konuşamıyoruz. Buna hakkımız yok çünkü.

Yıllardır Kaya'nın yüzünden sildiğimiz gülümseme Kayra gelince tekrar ortaya çıktı. Onu bu zamana kadar bir kere bile güldürememişken şimdi gülmesine sebeb olan kişiyi paylaşmasını beklemek..

Ne zaman Kayra'nın yanına yaklaşsak onu değerli bir mücevher koruyan güvenlik görevlileri gibi koruyor. Biz onunla konuşurken 1 saniye dahi yanımızdan ayrılmıyor veya gözlerini bizden çekmiyor. Bize güvenmediği açık. Bunda sonuna kadar haklı olması belki de bizi bu kadar geriye çekiyor.

Yaptığımız şeylerden sonra bile bizi cezalandırmadı. Ne babama söyledi ne de Kayra'ya. Babam bizi hala evlat yerine koyduğu için bundan eminim. Kayra ise bize hala iyi biriymişiz gibi davranıyor. Ama değiliz. Şerefsizin önde gideniyiz.

Her şeyin yalan olduğunu öğrendiğimiz ilk gün sorduğu soru 'Canı çok acımış mı?' olan birine katil dedik. O ise bizi umursamıyor.

Bazı şeyler yaşanmadan anlaşılmaz derler ya hani. Ben onu hiç anlamadım. Ona katil derken elinde olmadığını hesaba katmadım. Şimdi ise onun çocukluğunun katiliyim. Ve ben bunu bile bile oldum.

Rüzgar hep her şeyin en iyisini yaşasın diye uğraşırken ben onu 12 yaşındayken işe girmesine göz yumdum. Ben 12 yaşındayken babam bana istediğim oyuncağı almadığı için ağlıyordum.

Babam ona her oyuncak aldığında en fazla 2 saat sonra o oyuncak Rüzgar'ın oluyordu. O daha oynayamamadan.

Birde şiddet vardı değil mi? Hem psikolojik hemde fiziksel. Ben, biz gerçekten şerefsiziz. Bunca yaptığımız şeyden sonra bile bize hiç bir şey yapmaması.

Bizi hiç affetmeyeceğini biliyorum. Anlamamak zor değil. Vucüdunde bıraktığımız yaralar geçse dahi izleri geçmeyecek.

Belki geçer. Ama çektiği acı geçmez. Nasıl geçsin ki? Bizi gördüğünde boş bakıyor. Ama Kayra'yı gördüğünde, onunla vakit geçirdiğinde veya o konuştuğunda gözlerinin içi parlıyor. Ben o parıltıyı en son 5 yaşındayken gördüm onda.

Bize duygusuz bakması hakkı. Hatta babama bunları söylese ona kızmam. Ya da şöyle söyleyeyim eğer o söylemezse ben söyliyeceğim. Çünkü bu kalp ağırlığı beni sadece 2 haftada öldürdü.

Ben Toprak Yılmaz. İlk defa pes ediyorum ve bu sefer bir çıkış yolum yok.

Merhaba!

Şimdi bu bölüm Toprak'dan oldu. Bunu Rüzgar ve Meriç için de yapmak istiyorum. Çünkü onların düşüncelerini öğrenmenizi istiyorum. Özellikle de Meriç'in.

Bir önemli konu var o ise şu:

>Kaya mı söylemeli yoksa Toprak mı? Veya Mehmet Bey kendisi mi öğrensin?

Yanlış YaşamlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin