Bölüm 13

1.9K 122 4
                                    

Bölüm 13: Hata
''Hatalıydım ama tek hatalı değildim bunu çok iyi biliyorum."

56 yıldır hayattayım. 24 yaşımda bir kadın tanıdım. Annesini kaybetmiş, alkolik bir baba ve üvey annenin elinde büyümüş 22 yaşında bir kadın. Ben o kadın için satır satır şiirler yazdım, tek tek yıldızlar topladım. Ben o kadın için babamı önüme aldım. O ise bana hem baba, hem anne, hem eş, hemde kardeş oldu.

26 yaşımda her şeye dur dedim. Aldım onuda hiç bilmediğim bir şehirde hiç tanımadığım insanların arasında yeni bir hayata başladım. Onun yaralarını tek tek sardım. Zamanında çekilen saçlarını tek tek öptüm. Kırılan kalbini topladım.

27 yaşıma geldim. İşten eve aniden çağırdı beni. Doktora gitmiş. Nasıl heyecanlı heyecanlı anlatıyor bana. Beni gördüğü zamanlar parlayan gözleri dolu dolu olmuş bana bakıyor. Sonra bir anda bana 'Hamileyim.' diyor.

Nasıl mutlu olduğumu anlatamam. 27 yaşındayım. Sevdiğim kadın benden, bizden bir parça taşıyor. Çok geçmeden tam bir aile oluyoruz. Her güne yanımda uyuyan kadına bakarak başlayıp, günü ona sarılıp uyuyarak bitiriyorum.

30 yaşımda tekrar bir haber veriyor bana. 31 yaşımda ikinci çocuğumu kucağıma alıyorum. Ama tek hayalim uğruna satır satır şiirler yazdığım kadına benzeyen bir kız çocuğuna sahip olmak.

41 yaşıma geliyorum. Fenalaşan sevdiğimi hastaneye götürmem gerekiyor. Orada üçüncü kez baba olacağımı öğreniyorum. 'Bu yaştan sonra nasıl bakıcaksınız?' diyenlere rağmen genede onları istiyoruz.

Sonra bir kızımın olduğunu öğreniyorum. Hatta hem bir kızımın hem de bir oğlumun. Maddi durumum yerinde olduğu için ikisini de istediğimi söylüyorum.

41 yaşlarının sonlarında doğum sancısı çeken eşimi hastaneye götürüyorum. Üçününde oradan çıkmasını bekliyorum. Sonra doktor çıkıyor bana diyor ki 'Üzgünüz ama kızınızı ve eşinizi kaybettik. Başınız sağolsun.'

Oğlumu alıyorum oradan. Üç çocuğumu da alıp evime dönüyorum. Öyle boş öyle sessiz ki ev o olmadan. Her santimetresinde onu özlüyorum.

Oğullarım için topluyorum kendimi. Kaya'mı alıp kucağıma abilerinin yanına gidiyorum. Toprak ona bakmıyor bile. Rüzgar'a o senin kardeşin diyorum 'Hayır ben annemi istiyorum.' diyor. Zamanla geçicek sanıyorum. Onun suçsuz olduğunu anlıyacaklar diyorum. Beraber her zorluğu aşıcaklar zannediyorum. Ama gel gör ki yanılıyorum.

56 yaşındayım. Eşimi kaybettim. Babamı kaybettim. Kızımı kaybettiğimi sandım. Kaçtım. Herkesden, her şeyden. Onların iyi olduğunu sandım. Düzeldiklerini sandım. Meğersem bir yalana inandırmışım kendimi.

Yıllardır hem babalık hem annelik yapmaya çalıştığım oğullarıma bakıyorum. Toprak eğmiş yere yüzünü. Rüzgar ise duvara bakıyor. Toprak'a kızıyorum. Rüzgar'a bağırıyorum. Söylüyorum, sövüyorum. Ama geçmiyor. Kaya'mın sırtında gördüğün o izler geçmiyor. Onun yaşadıkları geçmiyor.

'Nasıl bir babayım?' diyorum kendime. Gözüm giriş kapısında dolu gözlerle bana bakan kızıma kayıyor sonra. Onu görüyorum orada. Sanki 27 yaşındayım da sevdiğim kadın karşımda. Susturuyorum kendimi. Oğlum dediğim iki canavarı da kovuyorum evimden.

O an anlıyorum aslında her şeyi. Adını söylemeye çekindiğim sevdiğimin emanetlerine sahip çıkamadığımı. İkisi 15 yıldır acı çekerken bilmiyordum diğer ikisini düzgün yetiştiremedim. Her şeyi yanlış yapmıştım. Her şeyi.

Kendimi suçluyorsun. Ta ki kızım gelip bana sarılana kadar. Annesi gibi kokuyor. Onun gibi narin ve onun gibi iyi kalpli. O kadar iğrenç şey görmüş olmasına rağmen hemde. Sarılmasına karşılık veriyorum. O an bir şansımın daha olduğunu anlıyorum. Nefes aldığım sürece bir şansımın daha olduğunu anlıyorum. Bana bu şansı verene şükrediyorum.

Sonra Kayra'mın abisini arıyorum. Meriç Acar'ı arıyorum. Ona durumu anlatıyorum. Bana ilk sorduğu şey 'Kayra ve Kaya şuan da iyi mi?' oluyor. O anda da yetiştirmenin değil bireyin önemli olduğunu anlıyorum. Öyle bir ailenin içinde yetişen adama çocuklarımı emanet ediyorken adam gibi yetiştirmeye çalıştığım çocuklarımı düşünüyorum. Hatalı olan benim belki de ama onlarında hatalı olduğunu biliyorum.

Onlara hiç bir zaman Kaya'ya düşman olmalarını söylemediğimi hatırlıyorum. Kaya'nın onlara bir zararı olmamıştı. Hatalıydım ama tek hatalı değildim bunu çok iyi biliyorum.

Bu bölüm Mehmet Bey'den oldu. Tam olarak ne olduğunu hala bilmiyorsunuz ama artık Mehmet Bey'i tanıyorsunuz.

Mehmet Bey de hatalı olduğu anladı. Aslında o tam olarak hatalı değil. Tek hatası oğullarına güvenmekti. Ama bu Kaya'nın çektiği acının olmadığı anlamına gelmez.

Bu bölümde aslında Mehmet Bey kendi hayatını 3.kişi ağzıyla anlattı. Bence hoş oldu. Ama karar sizin siz ne dersiniz?

Bölüm hoşunuza gitti mi? Ya da bölüm nasıldı?

Diğer bölümü ne zaman yazıcağımı bilmiyorum ama arayı fazla açmamaya çalışacağım.

Neyse görüşürüüüüüüz.

Yanlış YaşamlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin