Bölüm 12

2K 116 20
                                    

Bölüm 12: Güzel Gün
"Bu izler ne?!"

Sabah uyandığımda üstümü giyinip Kayra'nın odasına gittim. Üstünde ki battaniyeye sarılmış, topuzu bozulmuştu. Bugün onunla dışarı çıkacağız. O istediği için yeni vizyona giren filmi izlemeye gidiceğiz.

Kayra buraya geldiğinden beri işe gidemez oldum. Babamın bana verdiği kredi kartlarının hepsi Toprak ve Rüzgar abimde olduğu için ilk zamanlar biriktirdiğim parayı kullanıyordum. Ki zaten Kayra da uzun zamandır para biriktirdiği için çoğu zaman bana izin vermeden bir şeyleri o ödüyor. Ne kadar kızsamda inatçı bir keçi olduğundan onunla başa çıkamıyorum.

Ama dün babam kartlarıma bakarken içlerinde hiç para olmadığını görünce bana 'Toprak abin para yatırmayı unutmuş her halde. Sen benim kartımı al ben ona düzenli olarak para yatırırım.' dedi. Normalde olsa kabul etmezdim ama Kayra yanımda olduğu için işe gidemiyorum ve babamın parasını kullanmama ile ilgili sorunlarımı çözmem gerek. Çünkü babam kartta ki parayı kullanmadığımı görünce param olup olmadığını sorgulayacak. Bunca zaman bir şey söylememişken yersiz gururum yüzünden yakalanmak. Saçma olur yani. Hem zaten benim sorunum babamla değil abilerimle.

Çocukken babamdan hiç bir şey istemez. İstemediğim halde aldığı şeylerde zaten bende kalmazdı. Zaten para denilen kağıt parçasına ihtiyacım ilk 12 yaşımda olmuştu. O zamanda her zaman gittiğim kitapçıda okul çıkışı çalışmaya başladım. Toprak abim için eve ne zaman geldiğimin pek önemi olmazdı. Sadece ondan geç gelemezdim o kadar. Zaten kitapçıda altıda kapanıyordu. Abimde iki saat sonra evde olduğu için benim için bir sorun olmuyordu. Ama bir sene sonra kitapçı kapatılınca mecburen kafede çalışmaya başladım. Toprak abimin de dövmek için fazlasıyla bahanesi olunca bende para biriktirip 18 yaşında gideceğimi düşünüyordum.

Şimdi ise Kayra burada olduğu için değil 18, 38 yaşımda dahi onu burada bırakmam.

Hala uyuyan ikizimin yanına gidip ona seslendim. Bir iki dakikalık büyük uğraşlar sonrasında onu uyandırıp üstünü giymesini söyledim.

Şu son günlerde anladığım bir şey varsa o da Kayra'nın uykucu bir insan olduğu.

Kahvaltı yaptıktan sonra beraber dışarı çıktık. Ev ile sinemanın arasında fazla mesafe olmadığı için yürüyerek gitmeye karar verdik.

Yol boyunca Kayra'nın bana anlattığı okul anılarını dinledim. Çoğu zaman Meriç abisinden bahsetsede bozuntuya vermedim. Neticede 15 sene boyunca onu o korumuş. Her ne kadar kıskansamda bunu dile getirmeye hakkım yok. Hem zaten hala telefonla görüştüklerini biliyorum. Meriç denilen adam gerçekten iyi bir abiymiş. Ama bu ikizimle sürekli konuşacağı anlamına gelmez. Hah elin adamı gelicek benim öz abimlerden sakındığım güzelime el sürücek. Ellerini kırarım onun.

Bir de beş gün sonra mı ne gelicekmiş güzelimi görmeye. Gelsin de bende onu bir göreyim. Hem Kayra bu kadar değer verdiği için önyargılı olmak istemiyorum. Ama işte elimde de değil anlatabiliyor muyum?

Sinema salonuna gelince patlamış mısır ve su alıp filmin başlamasını bekledik. Kayra 'benden başka kimsenin yanında ağlayamazsın.' dediği için izlemek istediği dram filmine girmemiş, izlemek istediği komedi filmine girmiştik.

"Ya ben ağlayınca şirin oluyorsun diye dram filmini izletmedim kız gelmiş 'çok güzel gülüyorsunuz.' diyor. Kızım yolarım senin saçını başını. Benim be o! Turşusunu kurucağım ben onun evlenmeyecek! Sevgilisi de olmayacak! Duydun mu beni Kaya? Sen benimsin valla Roma beni kesmez dünyayı yakarım!"

"Tamam güzelim. Sakin ol. Sevgilim dahi olmayacak. Ama bir şartla."

"Ne şartı?" Sessizce ve merakla soru sorunca çok tatlı duruyorsun Kayra Hanım. Yanaklarını sıkıp

"Çok tatlı ve masum durdun. Neyse şart basit. Bende senin turşunu kuracağım. Dizimin dibinde oturacaksın."

Biraz düşünür gibi yaptıktan sonra

"Sen benim dizimin dibinde oturursun. Ben yere oturunca rahat edemiyorum." dedi.

Değişebilecek çok şey var ama bu kız değişmeyecek. Bazı zamanlarda çok ciddi olabiliyor ama genelde işi dalgaya alıyor.

Benim ısrarlarım sonucunda bir kafeye oturmuş babamın gelmesini bekliyoruz. Evet babamın. Kayra ve ben ne kadar yakın olsakta onun hala babama karşı bir duvarı var. Yani soğukluk gibi. Bu yüzden ben bu duruma el atmayı düşünüyorum çünkü neden olmasın?

Kayra'yla konuşurken babam geldi. Bize selam verip yanımıza oturdu. Ben sessizce otururuz diye düşünürken babam Kayra'ya filmin nasıl olduğunu sorunca koyu bir muhabbete girdik.

Babam benimle hep konuşur, boş zamanlarında akıl verirdi ama ilk defa bu kadar fazla konuştuğunu görüyorum. Ben babamın bir haftadan fazla iş için evden gitmediğini de görüyorum. Aslında evde tek sorunlar yaşayan ben değildim. Bunun artık farkındayım.

Akşam üstü kafeden kalkmaya karar verdiğimizde Kayra önce lavoboya gitmeye karar verdi. Bizde babamla arabaya doğru yürümeye başladık. Tam arabaya binicekken arkamdan "Kaya?!" diye bağıran birini duydum.

Arkamı döndüğümde eskiden çalıştığım kafede ki arkadaşlarımdan biri olduğunu gördüm. Ona ne kadar gitmesini işaret etsemde yanıma kadar gelip babamı fark etmeden

"İşe gelmiyecekmişsin artık. Bir sorun varsa söyle. Halledebiliriz." dedi.

"Ne işi bu?"

"Okul projesi için kütüphaneye okul çıkışı yardıma gidiyordum baba. Ondan bahsediyor. Değil mi Cenk?"

"Şey, evet. Evet efendim ondan bahsediyorum."

"Peki. Öyle olsun bakalım."

Kayra da gelince hep beraber eve gittik.

Babam akıllı bir adam. En ufak bir hatamda her şeyi anlayabilir. Bu yüzden artık daha dikkatli olmalıyım. Neyse canım, Kayra bugün babama ilk kez 'baba' diye seslendi. O yüzden bugün başka bir şey düşünüp keyfimi kaçırmak istemiyorum.

Eve geldikten sonra Kayra'yla biraz daha vakit geçirdim. Bugün fazla yorulduğum için direk uyumaya karar verdim. Önce lavoboya gidip soğuk suyla elimi yüzümü yıkadım. Sonra dişlerimi fırçaladım. Son olarak aynada ki yansımama bakıp odama gittim.

Normalde önce pijamalarımı giyip sonra dişlerimi fırçalıyorum ama git gel yapmak istemediğim için önce dişlerimi fırçaladım.

Üstümü değiştirmek için gardırobun önüne geçip pijama takımımı aldım. Paltolonumu çıkarıp eşofmanımo giyindim. T-shirtimi çıkarttımda yenisini giyicekken arkamda duran babamı farkettim. Zaten sonrasında babamın

"Bu izler ne?!" dediğini duydum.

Bugün böyle bitmemeliydi. Her şey güzelken bu şekilde son bulmamalıydı.

Size mükemmel bir yerde kestiğim bölümü sunmak isterim.

12.bölüm oldu bir şeylerin artık olması gerektiğini düşünüyorum.

Diğer bölümü Mehmet Bey'den yazabilirim. Tabi sizde isterseniz.

Neyse gece gece bölüm atmam umarım sorun olmamıştır. Ama sınavlar iptal olunca bölümü bitirdim ve direk yayınlama hastalığına sahibim.

Neyse iyi geceler sizeee. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur.

MultiMedya: Mehmet Bey ve Kaya olarak düşünün.

Yanlış YaşamlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin