Bölüm 21

1.1K 63 2
                                    

Bölüm 21: Özlem
"Annene benziyorsun."

"Çocuklar hadi siz eve gidin artık."

"Ama baba!"
"Mehmet amca!"

"Çocuklar! Hadi."

Meriç ve Kaya, Kayra'yla vedalaştıktan sonra odadan çıktılar.

Bir kaç dakika sonra doktor girip genel bir kontrol yaptı. Kayra başının ağrıdığını söylediği için doktor ona bir ağrı kesici verdi ve odadan çıktı.

Kayra babasına bakıp gülümsedi ve
"Yakalanmadı değil mi?"

"Evet. Ama polisler ellerinden geleni yapıyorlar. Elinde sonunda yakalanacak. Bundan sonra güvendesin endişelenme."

"Biliyorum." Mehmet Bey gülümseyip oturduğu koltukta arkasına yaslandı.

Kayra biraz daha dinlenmek adına tekrar uyudu. Uyandığında Mehmet Bey koltukta oturmuş kitap okuyordu. Biraz kendine gelebilmek adına gözlerini bir kaç kez kırpıştırdı. Yatağın hemen yanında ki suyu alıp biraz su içti. Yataktan doğrulup ona bakan babasına baktı.

"Özür dilerim."

"Ne için?"

"Genel olarak her şey için özür dilerim."

"Genel olarak yaşanan şeylerde bir suçun yok. Bu yüzden özür dileme."

"Annene benziyorsun." Mehmet Bey'in dediği şeyle Kayra tebessüm etti.

"Bana onu anlatır mısın?" Bu sefer tebessüm eden Mehmet Bey oldu. Çocuklarının onu merak etmesi kadar mutluluk verici bir şey olamazdı onun için.

"Onun kahverengi saçları vardı. Rüzgarda hep birbirlerine girerlerdi. Saçları düz değildi. Omuzlarından aşağıya doğru dalga dalga düşüyorlardı. Gözleri ise elanın en güzel haliydi. Güneşte sarı gibi duruyordu. Ama sinirlenince koyu kahverengi oluyordu. Duygularını en iyi gözleri anlatıyordu. Ağlamasından nefret ederdim ama ağladıktan sonra gözleri öyle masum bakardı ki daha bi bağlanırdım ona." Derin bir iç çekti Mehmet Bey.

"Eli de çok yetenekli. Bir görsen yaptığı resimleri. Kağıdı eline aldıysa tamamdır. Çizeceği resimlerin hayranı olursun. Kalemi o kadar iyi tutar ki, başka kimseye yakışmaz o kalem."

'Hayatım ne yapıyorsun burada?'

'Şu çiçeğe baksana sevgilim. Çok güzel renkleri var. Onu çizmek istedim. Solmadan kağıdıma değsin.'

"Morelin mi bozuk? O yanında ise bu imkansız. Ne yapar eder mutlu eder seni. Güldürür yüzünü. Gerçi çok bir şey yapmasına gerek yok. O gülse yetiyor. Gülümsemesi dahi bulaşıyor sana."

Evin içini müzik sesi doldurdu. Radyodan yükselen seslerle beraber Nergis Hanım kocasının yanına geldi. Elini ona uzattı. Mehmet Bey elini tutunca ellerini onun başının arkasında sabitledi. Müziğin melodisiyle beraber genç çift salonun ortasında ahenkle salındı.

Mehmet Bey'in aklını kurcalayan sorular uçtu ve geriye sadece o an ki mutluluk kaldı.

"Kocaman bir kalbi vardı. Herkesi iyi bilirdi zamanında. Ama o da düşe kalka öğrendi hayatı. Lakin genede vazgeçmedi. Hep çok iyiydi. Merhametliydi. İnsanların içinde ki kötülüğü görürdü ona yapılanları farkederdi ama ses etmezdi. 'En büyük cezayı affederek veriyorum.' derdi."

Çalan kapıyla Nergis Hanım elinde ki havluyla kapıyı açmaya gitti.

Açtığı kapıyla karşısında üvey annesini görünce şaşırdı. Yani bir hayata başlamıştı ve onun istediği gibi bir daha ne onu ne de babasını aramamıştı.

'Geçin içeri. Ayakta kalmayın.'

İçeri geçtikten sonra Nergis Hanım yaptığı limonatadan iki bardak koyup salona gitti.

'Neden geldin?'

'Baban, o pişman. Çok pişman. İçkiyi bıraktı ama aklı sende kaldı. Yüzü yoktu buraya gelmeye.'

'Ne için pişman?'

'Sana babalık edemediği için pişman.'

'Peki. Söyle ona pişman olmasına gerek yok. Yaşandı bitti. Daha beni ve ailemi rahatsız etmenize gerek yok.'

'Nergis. Bir görüşsen babanla. Atandır sonuçta.'

'Benim adım Nergis Yılmaz. Bir babam yok benim. Bir eşim bir de oğlum var o kadar. Ha diyorsan ki çok pişman söyle ona affettim ben onu. Benden ve ailemden uzak durun yeter.'

"Onu gören sorunlarını bilmediği yüklendiği sorumlulukları görmediği için korkak sanırdı. Ama o çok güçlüydü ve bir o kadarda cesur. Bazen baş edemezdi sorunlarıyla. Anlat derdim anlatmazdı. Ama bana sarılır başını boynuma koyar saatlerce öyle kalırdı. Ne zaman ki kendini iyi hisseder ancak o zaman anlatırdı bana."

Mehmet Bey hiç kıpırdamadan karısının nefes alış verişlerine bakıyor yavaş yavaş saçlarını okşuyordu.

Nergis Hanım ise iki büklüm oturmuş kendi aklında ki sorununa çözüm yolu buluyordu. Durup düşünme diyordu buna. Düşünür mantıklı ve kesin bir karar alırdı her zaman.

En sonunda canını sıkan şeyin değersiz olduğuna kanaat getirip gülümsedi. Ve eşinin yanından doğrulup yanağına bir öpücük bıraktı. Sonrada mutfakta kahve yapıp gününe kaldığı yerden devam etti.

"Okumayı da çok severdi. Üniversiteye gidememişti zaten liseden bile zar zor mezun olmuştu. Babası okumasına izin vermiyordu. Bizim zamanımızda mektepli derlerdi mezunlara. Eğer biri mektepliyse bir de bu kişi bir kız ise mahallece ayıplardı. O da zaten liseden gizli gizli mezun oldum üniversite okumayayım demiş ve okumamış. Ama biz evlenince onu sınavlara hazırlamıştım. Kazanınca ki sevinci hala aklımda."

'Seninle gurur duyuyorum hayatım.'

'Bende sana teşekkür ederim sevgilim. İyi ki varsın.'

"Mezun olduktan sonra işe gitmişti ama Toprak olduğu için bırakmıştı belli bir zaman sonra. Lakin genede başarılı bir kadındı. En azından gözüm arkada değildi. Bana bir şey olsa benim karım kendine ve çocuklarımıza bakabilirdi. Tabi önce o gitti benden."

"Baba."

"Efendim kızım."

"Çok güzel seviyorsun annemi."

"O en güzellerini hak ediyordu bitanem. Keşke daha güzellerini verebilseydim ona."

Babasının aşkı Kayra'nın gözlerini doldurmuştu. Ne güzel bir aşktı Mehmet Bey'in yaşadığı. Ne güzel bir sevdaydı.

Mehmet Bey gözünden gelen bir iki damla yaşı sildi eliyle. Özlemi o kadar çoktu ki. Eşi tekrar hayatta olsun diye her şeyi yapabilirdi.

Mehmet Bey ve Kayra biraz daha konuştu. En sonunda Kayra'nın uykusu geldi. Mehmet Bey onun saçlarını okşarken Kayra kendini uykuya bıraktı.

Mehmet Bey ise kızını izleyip annesine benzediğini düşündü. Karısının özlemi ve kızına olan özlemi onu bu yaşa kadar getirmişti. Şimdi ise karısının özlemi ile yanmaya devam edeceğini biliyordu.

Merhaba!

Bol Mehmet Bey ve Nergis Hanım'lı bir bölüm oldu. Aklımda onlar için kitpa yazma isteği var ama yani çocuklarını yazıyorum kadının öldüğünü bile herkes öğrendi yazarsam okunur mu emin olamıyorum.

Neyse umarım bölümü beğenirsiniz. Geç geldiği için üzgünüm ama duyuruda söylemiştim internetle ilgili bir sorunum var.

Bölümü beğendiğinizi umuyorum ve iyi akşamlar diliyorum. Görüşmek üzere.

Yanlış YaşamlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin