Çoğu zaman yaptığımız yanlışları kabul etmeyiz. Fakat o yanlışlar, bizi doğrulara götür. Bazen de doğru bildiklerimizin, aslında doğru olmadığını bize gösterir.
Peki, yaptığımız yanlışların bedeli ne olur? Pişman eder mi bizi?
"Kimmiş?"
"Fatih, diye bir adam. Şirket çevresinde yakalamışlar. Yanımızda şimdi. Seni bekliyoruz."
Yaman, duyduğu şeyle silahını yavaşça indirmişti. Ne yani, bu kadın değil miydi?
"Emin misin?"
"Evet, Yaman. Adam kendisi de itiraf etti."
Telefonu kapatıp, tekrar cebine koymuştu Yaman. Gözlerini karşısında ki kadından çekmemişti hala.
Seher ise, şaşırmıştı. Neden kendisini öldürmekten vazgeçtiğini düşünüyordu. Silahı neden indirmişti?
Yaman, birşey demeden karşısında ki kadına son bir bakış atıp, çıkmıştı kulübeden. Kapıda ki adamına dönüp, otoriter sesi ile konuşmuştu.
"İçeride ki kadına dikkat edin. Ben gelene kadar gözünüzü ayırmayın üstünden!"
"Tabii, efendim."
"Eğer kaçarsa, kendinize mezar kazın."
Adamlar, kafasını yere eğmişlerdi. Yaman, daha sonra arabasına binip uzaklaşmıştı oradan.
Seher, hala şaşkındı. Üstelik öfkeli. Madem öldürmekten vazgeçmişti, neden bırakmıyordu onu?
Hızlıca kapıya gidip, açmaya çalıştı. Fakat kapı kitlenmişti. Buraya kapatmıştı o adam, onu.
Ellerini, saçlarının arasından geçirip yere çöktü. Bugün başına gelenleri düşündü. Neredeyse bir günde yaşamadığı şey kalmamıştı.
Aldatılmıştı, bir adamın katil oluşunu görmüştü. Şimdi de o katil olan adam tarafından, kilitli tutuluyordu.
Eteğini düzeltip, dizlerini kendine doğru çekti. Başını dizlerine yasladı. Göz yaşları durmaksızın aklamaya başlamıştı.
Ama onu en çok üzen, Selim'in onu aldatmasıydı. Ona güvenmişti. Onu sevmişti. Birlikte evlilik hayalleri kuruyorlardı.
Ama Selim, onun güvenenini yıkmıştı. Büyük bir yara açmıştı kalbinde. Bir daha kimseyi sevemeyeceğini düşündü Seher. Bir daha kimseye güvenemeyeceğini düşündü...
Uzun süre ağladı. Sonra ablası geldi aklına. Ablasıyla beş yıldır görüşmüyorlardı. Babasının rızası olmadan evlendiği için,yıllardır bir araya gelmemişlerdi. Seher, sürekli babasına ablasını affetmesini söylüyordu. Ama babası kabul etmiyordu. En son babasının vefatına görüşmüşlerdi ablasıyla. Çok kısa bir süreliğine gelmişti. İki kardeş sarılarak ağlamışlardı. Sonra ablası, hemen getmişti. Ondan sonra da sadece bir iki kere telefonla konuşmuşlardı. Onun dışında hiç görüşmemişlerdi.
Bir yeğeni vardı Seher 'in. Ablasının beş yaşında ki, oğlu Yusuf. Onu hiç görmemişti. Ablası bahsetmişti sadece. Ama mutlaka görmek istiyordu.
Seher, daha fazla dayanamayarak uykuya teslim olmuştu. Daha fazla dayanamamıştı. Çok yorgundu. Üstelik neredeyse bir gündür açtı.
Sabaha karşı, gelen araba sesi ile gözlerini açtı Seher. Ayağıyla kalkarak cama yaklaştı. Yaman, gelmişti.
Geri çekilip, olacakları beklemeye başladı. Yaman, her zaman ki gibi, çatık kaşlarıyla arabasından inip, kulübeye doğru ilerledi. Kapıyı açıp, içeri girdi. Kenarda oturmuş olan Seher'in gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK || SehYam
FanfictionHayatı bataklıktan farksız olan bir adamın, bataklığın da çiçek açtıran bir kadında aşkı bulması... Sürekli can alan bir adamın, onun için canını vereceği bir kadında aşka inanması... Aşka ve sevgiye inanmayan bir adamın, uğruna mecnun olacağı bir k...