3.6

1.4K 122 231
                                    


İnsanın acısı, yandığı kadardır. Acı ne kadar büyükse, o kadar zaman yanarsın ona.

Peki, insan hak etmediği acıyı ne kadar süre yaşar?

Seher'in gözleri korkuyla kocaman açılmıştı. Hissetmişti kötü birşey olacağını.

"İkbal hanım, ayrıca bebeğinize de sevgilerini iletti."

Dedi adam bıçağı Seher'in karnının üstünde gezdirerek.

Seher bağırmak, yardım çağırmak istiyordu ama ağzını kapatan el buna engel oluyordu.

Gözleri çoktan dolmaya başlamıştı bile. Kafasını hayır anlamında salladı.

Ama iğrenç bir şekilde gülerek bıçağı tekrar Seher'in boğazına dayadı.

"Sadece bebeğini mi öldüreyim, yoksa ikinizi birden mi?"

Dedi adam, bıçağı uzaklaştırıp sağa sola sallayarak.

Seher, bunu fırsat bilerek derin bir nefes aldı ve adamın bacağına sert bir tekme attı.

Adam iki büklüm olmuştu. Seher hızlıca arkasını dönüp kapıyı açtı ve odadan çıktı.

Adam da doğrulup, Seher'in arkasından çıktı yavaş adımlarla.

"Yardım edin!!"

Diye bağırdı Seher. Arkasına bir bakış atıp, merdivenleri inmeye başladı hızlıca.

"Yardım edin!! Kimse yok mu?!!"

Tam merdivenlerin ortasına gelmişti ki, adam yetişmiş ve kolunu tutarak durmasını sağlamıştı.

Seher, kolunu adamdan çekmek için uğraşıyordu. Elini adamın göğsüne koyup itti ve elini kendine dorğu çekti.

Fakat, tam o sırada dengesini kaybederek geriye doğru düştü Seher, ağzından çıkan çığlıkla birlikte.

"Aaa!!"

Yaklaşık 10 - 15 basamak yuvarlanmıştı Seher. Merdivenlerden düşmüştü.

Yerde durduğunda, gözleri kapanmaya başlamıştı. Eli yavaşça karnına gitti Seher'in. Gözleri kapanmadan önce ağzından tek bir kelime çıkmıştı, tıpkı bir feryad gibi...

"Bebeğim..."

....

Yaman, şirkette dosylarla ilgilenirken masanın üzerinde duran Seher'in resmi dikkatini çekti. Birkaç gün önce çekinmişlerdi. Bebeklerinin ilk fotoğrafıydı.

Seher, gülümseyerek karnını tutuyordu. Yaman, fotoğrafı eline alıp uzun uzun baktı. Yüzüne bir gülümseme yerleşti.

Bir süre daha baktıktan sonra fotoğrafı yerine koyduğu sırada fotoğraf masadan düşmüştü.

O an Yaman'ın kalbine ince bir sızı girmişti. Kaşları çatıldı yavaşça. Eli kalbine gitti.

Çok geçmeden, birkaç saniye sonra telefonu çalmıştı. Evden arıyorlardı.
İçinde ki huzurluzluk daha da büyüdü Yaman'ın.

Ciğerlerini yakan bir nefes alıp, cevapladı.

"Alo?"

"Yaman bey!"

Yaman, adaletin ağlayan sesini duyunca ayağıya kalktı hemen. Korkarak sordu.

"Noldu adalet?"

"Seher, Seher düştü. Hastaneye götürüyoruz!"

Yaman, eli yavaşça yere indi. Nefesi kesildi sanki. Bir el boğazını sıkıyordu sanki.

Hızlıca çıktı şirketten ve direkt hastaneye doğru yola koyuldu.

BATAKLIK || SehYam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin