Bizi kötü zamanlarımızda avutan şeylerden biri de, mutlu olduğumuz zamanlarda ki anılarımızdır.Peki, ya o mutlu olduğumuz anılarımız da yetmiyorsa? Başkasının mutluluğuna da sığınır mıyız?
Saatler, zaman kavramını yitirmişti artık. Durmuştu zaman.
Yaman, zorlukla çıkartılmıştı dışarıya. Ardından hemen Seher'e müdahale edilmeye başlanmıştı.
Yaman, ameliyathanenin kapısının önünde durmuş, bekliyordu.
Ya hayatının hediyesini, ya da hayatının cezasını alacaktı...
Seher ya yaşayacaktı, ya da ölecekti.
İkinci seçeneğini düşünmek bile istemiyordu Yaman. Seher'i kaybetmek istemiyordu.
Sevdiğinin vurulması insanın canını zaten çok yakar, fakat sevdiğini kendi ellerinle vurmak ölümden beter...
Tıpkı, kendi nefesini kendin kesmek gibiydi... Tıpkı, kendi kalbini kendin parçalamak gibiydi... Tıpkı, kendi canını kendin almak gibiydi...
Yaman'da böyle hissediyordu. İçeride yaşam savaşı veren sadece Seher, değildi. Yaman'da can çekişiyordu.
Oda ölümle yaşam arasında, araftaydı...
Gözünden akan yaştan sonra, gözyaşları kurulmuştu Yaman'ın.
Tek istediği bir an önce, Seher'in uyanmasıydı.Böyle çaresizce beklemek, ölümden beterdi.
Bir süre sonra, ameliyathanenin kapısı açılmıştı ve doktor çıkmıştı.
Yaman, hızla doğrulup doktora yaklaştı.
"Karım? Karım nasıl?"
Doktor, derin bir nefes alıp konuştu.
"Başınız sağ olsun!"
Dedi doktor, başını öne eğerek. Yaman kaşlarını çatarak, konuştu.
"N-ne? Ne saçmalıyorsun sen doktor?!"
"Sakin olun, lütfen."
"Ölmez o! Ölemez!" diye devam etti Yaman.
Yaman, içindeki bütün duygularının tükendiğini hissetti. Hissizleştimişti adeta.
Kalbi, atmayı bıraktı sanki. Geriye doğru sendeledi Yaman. Arkasında ki, sandaylerinin üzerine düşmüştü.
Eli yavaşça kalbine gitti. Çok acıyordu kalbi, çok ağrıyordu. Dayanamıyordu...
Nefesinin kesilmeye başladığını hissetti Yaman. Eli hala kalbinin üzerindeydi. Gözleri yavaşça kapanmaya başladı. Son kez,
"Seher.."
Dedi, tekrar yine öyle. Böyle olmamalıydı. Adını ikinci kez böyle telefuz etmemeliydi. Ardından gözleri kapandı.
Kalpleri bağlıydı ya birbirlerine, nasıl biri gözlerini kapatmışken diğer açık tutardı?
Ölüme bile, birlikte giderdi kalpleri...
...
"Seher!"
Yaman, hızla doğruluğunda az önce gördüklerinin kabus olduğunu anlamıştı. Öyleydi değil mi? Karısı ölmemişti?
Hızla yattığı yerden kalkıp, odadan çıktı. Karşısına çıkan ilk hemşireye durdurup, sordu hemen.
"Karım, Seher Kırımlı nerde?"
"Karınız hala ameliyathane de."
Yaman, aldığı cevapla hızla ameliyathanenin önüne koştu. Derin bir nefes aldı. Az önce gördüğü kabus onu çok korkutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK || SehYam
FanfictionHayatı bataklıktan farksız olan bir adamın, bataklığın da çiçek açtıran bir kadında aşkı bulması... Sürekli can alan bir adamın, onun için canını vereceği bir kadında aşka inanması... Aşka ve sevgiye inanmayan bir adamın, uğruna mecnun olacağı bir k...