0.8

2.6K 130 152
                                    


Acılarımızı hafifletmek için, birşeyler yaparız sürekli. Ya mutluluk yolları ararız, ya da o acıdan daha büyük bir acı gelir ve acıyı dindirip daha büyük bir acı yaşatır

Peki, daha büyük bir acı gelirse? ve o acı ilerde mutluluğa dönüşür mü?

"Seher?"

Selim, kapının önünde anlamaz bakışlarını Yaman ve Seher, arasında gezdiriyordu.

Yaman, karşısında ki bu adamın kim olduğunu düşünüyordu. Kim olduğunu bilmiyordu ama ondan hiç haz etmemişti.

Seher, ise tedirgindi. Bir an önce ikisinin de yanında ayrılmak istiyordu. Evine gitmek istiyordu. Çünkü bu iki adam, ona son zamanlarda çok fazla şey yaşamışlardı.

İçeriye doktorun girmesiyle, Seher derin bir nefes almıştı. Doktora iyi olduğunu söyleyip bir an önce çıkacaktı buradan.

"Seher hanım, nasıl hissediyorsunuz?"

"İyiyim. Çıkmak istiyorum buradan."

"Tabii ama önce sizi tekrar muayene edelim sonra ilaçlarını yazıp taburcu edelim."

Kafasıyla onaylamıştı Seher. Yaman ise, Seher'e ne olduğu merakındaydı.

Doktor, birkaç kontrol yaptıktan sonra, kağıda birkaç ilaç yazıp masanın üzerine bıraktı ve Seher'e döndü.

"Sinir krizi geçirmişsiniz. Muhtemelen son zamanlarda çok şey yaşamışsınız ve bunlar üst üste gelince sizde dayanamamışsınız."

Seher'in bakışları önce Yaman'ı, sonra da Selim'i buldu.

Yaman, doktorun dediklerinden sonra içinde ki huzurluzluğu, pişmanlığı kabul etmek istemiyordu.

Selim ise, pişmanlıkla başını öne eğdi.

Seher'in kolundaki serum çıkarıldıktan sonra, hemşire çıkmıştı. Seher, ayaklanmak için hareketlendiğin de Yaman ve Selim aynı anda Seher'e doğru ilerledi.

Fakat Selim, daha hızlı davrandı ve hemen Seher'in kolunu tuttu. Seher, kolunu geri çekti hemen. Bunlar Selim'in yüzündendi. Onu affedemezdi.

"Kendim hallederim."

"Seher!"

"Kendim hallederim dedim, Selim!"

Bu diyalogtan tek rahatsız olan Seher değildi. Yaman'da çok fazla rahatsız olmuştu. Hemde anlamlandırmadığı bir şekilde. Kıskanmıştı çünkü...

Selim, başıyla onaylayıp geriye çekildi. Seher, ayakkabılarını da giydikten sonra çantasınını ve masanın üzerinde ki reçeteyi alarak kapıya doğru ilerledi.

Gözleri Yaman'a kaydı. Değişik bakıyordu. Anlamamıştı Seher.

Seher önde, Yaman ve Selim'de arkada hastanenin çıkışına kadar geldiler. Seher, bir taksi bulma amacıyla gözlerini etrafta gezdirirken, Yaman ona yaklaşıp konuştu.

"Gel, ben bırakırım."

"Gerek yok, sağol."

Selim, gözlerini kısıp ikiliye baktı. 'Aralarında ne var bunların? ' diye düşündü.

Yaman, umursamaz bir tavırla karşı tarafta park edilen arabasına ilerledi. Seher, gideceğini düşünürken, Yaman dönüş yapıp tam Seher'in önünde durmuştu.

" Bin,hadi. "

Seher, gözlerini Selim'e çevirdi. Kızgın bakıyordu. Seher buna sinirlenmişti. Hala kızgın bakmaya hakkı var mıydı?

BATAKLIK || SehYam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin