Kaybettiklerine yanar insan. En çok geri getiremediklerine. Pişman olur, ama pişmanlığı bir işe yaramaz. İş işten geçmiştir çoktan.Peki, ya bazen kaybettiklerimiz aslında bizim için birer ödülse?
Seher, ağlayarak evine doğru yürümeye başlamıştı. Gecenin karanlığı ve soğuğu eşliğinde gözyaşlarıda dökülüyordu.
Yaman'da odasında, cama doğru dönmüş bir vaziyette duruyordu. Olanları düşünüyordu. Gözleriyle o fotoğrafları görmese, çoktan inanmıştı Seher'e. Onu çoktan dinlemişti.
Hala araftadı Yaman. Bir yandan Seher'in ona anlatacalarından korkuyordu. Diğer yandan, Seher'in birşey anlatmamasından korkuyordu.
Anlatsa, en başından onu dinlemediği için büyük bri pişmanlık yaşayacaktı. Anlatmasa, içindeki bu ateş onu yakıp kül edecekti.
Ya öyleydi, ya böyle. Ortası yoktu bunun...
...
Seher, evinde koltuğunda öylece oturuyordu. Dizlerini kendine çekmiş, gözyaşlarının durmadan akmasına izin veriyordu.
Canı çok acıyordu. Keşke diyordu, "keşke hemen anlatsaydım herşeyi, geç olmadan söyleseydim herşeyi" diyordu.
Kapı sesi ile hemen doğruldu. Yaman'ın gelmiş olmasını istiyordu. Gelmeyeceğini biliyordu ama gelmesini istiyordu.
Koşar adımlarla kapıyı açtığında, karşısında Selim'i gördü. Yüzüne yerleşen heyecan tohumları anında dağıldı.
Selim'in, yüzünde ki gülüş soldu hemen. Meraklı sesi ile sordu.
"Seher, ne oldu ne bu halin?"
Seher, hiçbirşey söylemedi. Evet olanlarda Selim'in de etkisi vardı ama bütün suçu onun üstüne atamazdı.
"İçeri girebilir miyim?"
Kenara çekilip, onayladı Seher. Selim içeriye girip Seher'e döndü tekrar.
"Neler oldu, ne bu halin? Lütfen anlat!"
Seher, başını dikleştirip baktı Selim'e.
"Yaman, onu seninle aldattığımı düşünüyor!"
Dedi. Gözünden bunu söylerken yaşlar düşmüştü tekrar. Selim, kaşlarını çatıp sordu.
"Ne?"
"Geçen gün seninle konuşmaya geldiğimde, biri fotoğraflarımızı çekmiş. Hemde yanlış bir şekilde. Ve bunu Yaman'a göndermiş. Oda delirdi, onu aldattığımı düşündü."
Selim, şaşkın bakışları arasında sordu.
"Ne yani, anlatmadın mı ona?"
Seher, cevap vermedi. Bakışlarını kaçırdı. Hatırladıkça canı daha çok acıyordu.
"Ya da dur, anlatmaya çalıştın ama dinlemedi değil mi?"
Kafasını salladı Seher, gözyaşlarının arasında.
"Nasıl, neden dinlemez ki seni?"
"Dinlemedi işte, aslında herşeyi en başında hemen söyleseydim, fotoğrafları görmeden önce. Ama işte söyleyemedim oda fotoğrafları görünce herşey birbirine girdi."
"Kim yapmış peki?"
Seher, bilmiyorum anlamında kafasını sallamıştı. Kimin böyle bir kötülüğü yapacağını bilmiyordu.
Selim, sıkıntılı bir nefes verip tekrar konuştu.
"Merak etme, o kişiyi bulmanda sana yardım edeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK || SehYam
FanfictionHayatı bataklıktan farksız olan bir adamın, bataklığın da çiçek açtıran bir kadında aşkı bulması... Sürekli can alan bir adamın, onun için canını vereceği bir kadında aşka inanması... Aşka ve sevgiye inanmayan bir adamın, uğruna mecnun olacağı bir k...