Hayel kurarız, çünkü acılarla dolu hayatlarımızda o hayallere tutunarak yaşarız. Hayallerimiz bizim en çok istediklerimiz, bizim mutluluk nedenimiz, bizim gerçeklerden arınmış, gerçeklerimiz.Peki, hayallerimizi ne üzerine kurarız? Neye bağlı kılarız?
Aradan bir hafta geçmişti. Bir hafta boyunca Yaman'ın da, Seher'in de birbirlerine olan aşkı daha da büyümüştü.
Hareketleri, bakışları, birbirlerine olan davranışları daha da değişmişti.
Seviyorlardı birbirlerini. Ama bunu henüz dile getiremiyorlardı. Fakat, davranışlarına ve bakışlarına yansıtıyorlardı.
Sabah kahvaltısında Yaman'ın gözleri yine Seher'deydi. Seher'in kaçamak bakışları onda.
Yaman, gözlerini Seher'de çekip elini tuzluğa uzattı. O sırada Seher'de elini uzatmıştı tuzluğa. İkilinin ellerini birbirine değdi.
Gözleri tekrar birbirini buldu. Kaybolmaya başladılar tekrar birbirlerinin gözlerin de...
Seher, utanıp bakışlarını kaçırınca Yaman'da tuzluğu alıp Seher'e uzatmıştı.
Seher, tuzu kullandıktan sonra Yaman'a uzatmıştı. Gerçek bir evli çift gibi görünüyorlardı.
İkili bu hallerinden memnunken, Zuhal hiç memnun değildi. Nefretle bakıyordu Seher'e.
Aklına gelen şeyle, ayağıyla kalkıp Yusuf'un sandalyesinin arkasına geçti.
"Yusufcuğum, gel şunları senin için parçalayayım."
Yaman, kahvaltısına devam ediyordu. Seher'de Zuhal'e kısa bir bakış atıp kahvaltısına devam etti. İkbal ise, kardeşinin ne yapmaya çalıştığını düşünüyordu.
Zuhal, doğruluktan sonra elini Seher'in çayına çarptı. Çay Seher'in üzerine dökülmüştü.
"Hih!"
Diye ağıya kalktı Seher hemen. Yaman'da aynı hızla kalkmıştı.
Elini Seher'in koluna koyup endişeli bakışları ve sesi ile sordu.
"İyi misin? Yandın mı?"
Zuhal, sahte sesi ile konuştu.
"Çok pardon, yanlışlıkla elim değdi."
Yaman, ölümcül bakışlarını Zuhal'e çevirdi. Dikkatsizliği yüzünden karısının canı yanmıştı. Öfkeli sesi ile konuştu.
"Kör müsün?! Dikkat etsene!"
Zuhal, bakışlarını yere indirip oradan ayrıldı. Yaman, bakışlarını tekrar Seher'e çevirdi.
Yaman'ın endişeli haline dayanamamıştı Seher. Hafifçe tebessüm ederek konuştu.
"İyiyim, merak etme. Hem sıcak değildi çay."
Yaman, baştan aşağıya süzdü Seher'i. Muhtemelen gerçekten sıcak değildi. Ama yine de, canının yandığını düşünüyordu Yaman.
Seher, üzerini değiştirmek için odasına çıkmıştı. Diğer herkes de, kahvaltıya devam etmişti.
Seher, üstünü değiştirdikten sonra odasından çıkmak için hareketlendi. Fakat Zuhal'in aniden odasına girmesi ile, çıkamamıştı.
"Sen nasıl bir şeytansın ha?!"
Diye bağırmıştı Seher'e yaklaşıp. Seher, kaşlarını çatıp sorarcasına baktı.
"Nasıl bir şeytansın da, Yaman'ı kendine bağladın?!"
"Ne saçmalıyorsun sen?!"
"Hiç anlamamazlık ayaklarına yatma!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK || SehYam
FanfictionHayatı bataklıktan farksız olan bir adamın, bataklığın da çiçek açtıran bir kadında aşkı bulması... Sürekli can alan bir adamın, onun için canını vereceği bir kadında aşka inanması... Aşka ve sevgiye inanmayan bir adamın, uğruna mecnun olacağı bir k...