Salona girdim ve çantamı koltuğa fırlattım. Ben Jungkook'a Jungkookta bana sinirli bir şekilde bakıyordu.
JK: bana bak zaten annem işten geç geliyor o gelene kadar kendini bana öldürtme otur şuraya!
Y/N: asıl sen kendini bana öldürtme! İster otururum ister oturmam sana ne?!
JK: sesini kıs! Bana bağıramazsın!
Y/N: sende bana bağırma! Off odama gidiyorum!
Ayaklarımı sertçe yere vura vura giderken birden geri döndüğümde Jungkook şaşkınca bakıyordu. Koltuğa fırlattığım çantamı alıp odama çıkmaya başladım. Bu gün ödev vermedikleri için yapacak bir şey bulamıyordum. Yurtta olsaydım şimdi kızlarla oyun falan oynardık, dedikodu yapardık, yurttaki küçük çocuklarla oynardık. Acaba bu gece yemekleri ben mi yapsam? Gerçeği pek beceremiyorum ama telefondan bakabilirim.
Hemen telefonu alıp aşaya indim Jungkook salonda oturmuş sırıtarak telefonla konuşuyordu. Beni görünce dahada sırıtmaya başlamıştı.
JK: bu gece gelemem başka sefere.... şu an yanında olmayı çok isterdim ama gerçekten gelemem.... hım?... yeni gecelik mi? Fotoğraf atsana....
Daha fazla dinlemeden mutfağa girdim. Gerçekten iğrenç birisiymiş. Telefonumdan yemek tariflerini araştırdım ama çok zor geliyordu bunlar bana. Bunları yapmak için çok tembelim. Hem burda çalışan kadın yemekleri yapmış zaten. Pasta yapmak daha mı kolay?
Pasta tariflerine baktım. Daha kolaydı şimdi malzemeleri bulmalıyım. Çilekli mi yoksa çikolatalı mı yapsam? Ay yok bu sabah okulda yeterince çikolata yedim en iyisi çilekli yapmak. Buzdolabında çilek varmı diye açtım. Bir kase dolusu çilek vardı ve çok güzel gözüküyorlardı. Dayanamayıp bir tanesini alıp ısırdım.
JK: ne yapıyorsun?
Y/N: sana ne?
JK: o çileklerin hepsini yemeyeceksin değil mi?
Y/N: belki yerim. Mutfaktan çıkar mısın işim gücüm var oyalıyorsun beni?!!
Ağızıma bir çilek tıkıştırıp buzdolabından süt ve yumurtaları çıkardım. Elime bir çikek daha alıp ısırdım.
JK: Y-Y/N şu şekilde çilek yemeyi keser misin lütfen?
Y/N: nasıl yiyeyim?
Gözlerimi devirerek dolapları karıştırmaya başladım. Un lazım bana un.
Y/N: un nerde?
JK: ne bileyim nerde? Pasta mı yapıcaksın?
Y/N: evet. Ayrıca ne demek ne bileyim nerde sen bu evde yaşamıyor musun?
JK: hizmetçi var bu evde. Uzun zamandır ben bu mutfağa su içmek için bile girmedim.
Y/N: iyi git kendim bulurum!
JK: gitmiyorum burda kalmak istiyor canım!
Y/N: senin sevgilin seni evine çağırmadı mı? Gitsene sen!
JK: sevgilim değil ki? Öyle takıldığım birisiydi ilişkimizi ciddiye aldı şimdide peşimi bırakmıyor.
Y/N: kalpsiz!
JK: evet bencede kalpsiz.
Y/N: ona değil sana diyorum! Kızın resmen duygularıyla oynamışsın!
JK: ne duygusu be?! Alt tarafı bir geceydi ondada sarhoştum bir bok hatırlamıyorum!
Y/N: ya madem öyle kıza neden fotoğraf at diyorsun?!
JK: a- sen benden hesap mı soruyorsun?
Y/N: hayır... önce sen başlattın.
Hemen dolapları aradım ve sonunda unu bulmuştum. Tarife yazanların aynısını yapmaya başladım. Jungkook ise orda durmuş bana bakıyordu.
Y/N: orda öyle durup bakma! Ya gelip bana yardım et yada git salona otur!
JK: burda durup seni izlemek daha eğlenceli. Ne gerek var böyle şeylere? Yüzün gözün her yerin un olmuş.
Y/N: yemek yapmayı bilmiyorum! Oldumu?
JK: belli oluyor. Umarım zehirlenmeyiz.
Y/N: yeme o zaman sen! Neden uğraşıyorsun benimle sürekli?! Beni daha yeni tanıdın ama sürekli kötü davranıyorsun. Oysaki ben seni ilk gördüğümde birlikte çok eğleneceğimizi düşünüp mutlu-
Yüzümü avuçlarının arasına alıp hızla kendine yaklaştırınca öpeceğini sanıp hızlıca gözlerimi kapatmıştım.
🎬
Bayyyy💜🤗