Dilem hayat boyu mücadele etmek zorunda kalanların hikayesi.
Dilem başı dik ve özgürlüğü yaşam felsefesi edinmişlerin hikayesi.
•🌿🤎•
"Biliyorum, biliyorum gerçek değilsin. Hayalsin sadece hayal. Biliyorum dokunsam gideceksin. Bir ömür böyle kalsa...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Tüm acı geçmişin gözler önüne serilmesinin durmayışını nasıl açıklayabilirim size? Kuruyan gözyaşlarımın yerini yeni bir gözyaşının alışını, kafamın içindeki beni bunalıma sürükleyen seslere dur diyecek kadar bile gücümün olmayışını, nefes almak için çıktığım camda ansızın gelen iç titreyişinin sebebini nasıl tam anlamıyla açıklayabilirim?" Rumeysa Uysal
••••••
8 YIL ÖNCE - 2012 Nisan
Yarın hava şartları nasıl olursa olsun Hazar için güneşli bir gün olacaktı. Yılların özlemi sonunda vuslata erecekti. Babası bu yolda en büyük destekçisi olmuştu. Abbas Karahanlı sorun çıkarmasın diye aile büyüklerini aramış akşama Karahanlılar'a kız istemeye gideceklerini haber etmişti. Eğer büyüklerle gidilirse Abbas Karahanlı sorun çıkaramazdı. Hem ne kadar kalabalık olurlarsa o kadar iyiydi. Merak etme demişti babası vermezse bir daha gideriz. Allah'ın hakkı üçtür ola ki üç kere de vermedi o zaman kızın da gönlü olursa kaçırız kızı. Buradan uzakta güzel bir hayat kurarız size.
Güzel şeyler düşünmek istiyordu. Dilem korktuğu için abartıyor olabilirdi. Abbas bey de olumlu bakacaktı belki. Üzerini değiştirip yatağa girdi Hazar. Gözlerini kapatmadan önce kalbindeki en büyük dileğini fısıldadı Rabbine.
"Allah'ım benim gönlümdekini biliyorsun. Senin huzurunda söz verdik. Bizi birbirimize nasip eyle. Bizi bu dünyada da ahirette de ayırma. Biliyorum yollarımız taşlı olacak, sevdanın yolları düz olamaz. Her ne olursa olsun yolun sonunda el ele olabilmemizi nasip eyle Rabbim."
Hazar bütün gece bugün yapacaklarını düşünüp durmuş nitekim sabahta uyanamamıştı. Annesinin sesiyle gözlerini açtığında neredeyse akşam olmak üzereydi. Telaşla yataktan kalkıp banyoya koştu hızlıca hazırlandı. Odadan çıkmadan önce telefonu çaldı adamlarından biri arıyordu.
"Hazar bey sipariş verdiğiniz yüzük hazırmış adam az önce aradı beni. Ben mi almaya gideyim yoksa siz mi alacaksınız?"
Hazar kolundaki saate baktı. Çiçek ve çikolatayı anca alabilirdi. Geç kalmak istemiyordu. "Sen yüzüğü al eve getir. Sen de kalsın ben dönünce senden alırım. Ama çok dikkatli ol tamam mı Hamza?" dedi Hazar. Evlenme teklifi ettiği yüzük suya düşünce Dilem'e özel bir yüzük yaptırmaya karar vermişti. Eğer her şey yolunda giderse yüzüğü bizzat kendisi takmak istediği için kimseye emanet etmek istemiyordu.
"Tamam Hazar bey merak etmeyin."
Telefonu kapatıp yatağın üzerine attı. Son kez aynanın karşısında kendisine baktı gayet iyi duruyordu. Yüzünde yeni yeni çıkan sakallarını düzeltti elleriyle. Dilem böyle seviyordu. Gözlerini kapatıp gülümsedi. Bugünden sonra özgürce görüşebileceklerdi.
