20 | SEN YAŞA DİYE

1.6K 109 35
                                    

• 20 •
SEN YAŞA DİYE

~

"İnsan; kavuşmak denen rüzgar esecek diye, bir pencerenin önünde kırk yıl beklermiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İnsan; kavuşmak denen rüzgar esecek diye, bir pencerenin önünde kırk yıl beklermiş."
Alıntı



Hayatı boyunca ilk kez adımları bu kadar acı veriyordu ona. Her adımı sanki bir aleve dokunuyormuş gibi hissettiriyordu. Şu görüntüyü göreceğine kör olmak isterdi. Dilem'in yaşadığını öğrendiği günden beri bu ihtimal aklının ucundan bile geçmemişti. Sekiz yıl olmuştu. Belki de yeni bir hayat kurmak için yeterli bir süreydi. Fakat Dilem'in ondan başka bir ihtimali olmasına dayanamıyordu.

İğrenç bir bencillikti yaptığı farkındaydı. Onu kendisini sevdiğine pişman etmiş, güvenini yerle bir etmişken hesap sormaya kalkması doğru değildi. Ama bu kadarına dayanamazdı. Kırık kalbi bunu taşıyamazdı.

Adımlarını hızla atarken bir an durup gözyaşlarını sildi, onlara karşı güçlü gözükmesi gerekiyordu. Tekrar yürümeye başlamıştı ki Sinan tuttu kolundan.

"Öfkelisin Hazar, yapma. Gel gidelim. Biraz toparlan sonra konuşursunuz."

Dilem çocuklarıyla bahçeye girerken yolun ortasında Hazar ve Sinan'ı görmesiyle şok oldu. Çocuklarına doğru dönüp, "Hadi bakalım siz içeri girin biz geliyoruz." dedi. Çocuklar içeri girdikten sonra Agah'ı dürtüp karşıdaki manzarayı ona da gösterdi.

"Toparlanacağım öyle mi?" diye öfkeyle bağırdı Hazar. "Sekiz yıl tek bir hatanın bedelini ödedim ben. Sekiz yıl boyunca ben burada yanarken o orada aile saadeti yaşıyormuş." dedi Hazar sonlara doğru sesi titremişti. Yaşayamazdı. Dilem'i başkasıyla görerek nefes almaya devam edemezdi.

'Edersin.' dedi içinde derinlerde boğazını parçayan o ses. 'Dilem'in nefes almadığını sandığında nasıl yaşadın yine yaşarsın.'

Yaşamak değildi ki o. Nefes almaktı sadece. Onu sağlayan tek şey de cennette kavuşma umuduydu.

Bu bambaşka bir şeydi.

"Gideceğim ve hesap soracağım." dedi Hazar arkasını dönüp eve doğru yürümeye devam edecekti ki Sinan bir kez daha kolundan tutup engel oldu. "Pişman olacağın şeyler yapacaksın abi izin vermiyorum." dedi ama duydukları sesle ikisi de şok olmuş bir şekilde arkalarını döndü. Dilem karşılarında duruyordu.

"Sinan, bırak bakalım neyin hesabını soracakmış Hazar bey?"

"Bir sabah her şeyden habersiz sana gelmek istediğimde öldü dediler. Kendini yaktı dediler." Parmaklarıyla gözlerine bastırıp yaşlarının akmasına engel oldu Hazar. O gün kalbine saplanıp kalan acıyı hâlâ hissediyordu. "O gün ben de yandım. Sekiz yıl boyunca yandım ben Dilem. Lanet olası tek bir hata yüzünden sekiz yıl boyunca acı çektim, ölmek istedim. Sana kavuşmak için her gün yalvardım Allah'a. Ben burada böyle yanarken sen oralarda aile saadeti mi yaşıyordun?"

DİLEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin