25

1.2K 113 10
                                    

—Jeon Jungkook yine zorbalık yapıyor dedi Mary yanıma otururken.

—Evet görüyorum dedim ben de onu izlerken.

Bahçenin ortasında birisine neden bu şekilde davrandığını tahmin edebiliyordum. Bana söz geçiremiyordu. Buna karşılık olarak da sözünün geçtiği herkese bu şekilde davranıyordu. Bana olan sinirini onlardan çıkarıyordu.

—Jungkook sunbae yalvarırım dur artık  dedi bir kız önünde diz çökerken.

—Sevgilime daha fazla dokunma dedi kız ellerini birleştirip ona yalvarırken.

Sevgilisi anında kızı arkasına çekerken gülümsedim. Yerimden kalkarken Jungkook'un karşısında zorbalık gören çocuğunsa önündeydim. Onların önüme geçmek için Jungkook'la fazla yakındım ama sorun yoktu. Etkilenen taraf genelde o olurdu.

—Geldi melek dedi Jungkook alayla gülerken.

Elimi alnına çıkarıp onu geri ittim. Bir adım geri çekildi.

—Sana o kadar acıyorum ki Jungkook, bana bir şey yapamadığın için kendini yiyip bitiriyorsun.

Çenesi kasıldı.

—Bu sondu sayın Planchette bundan sonra bu akademideki her yer kırmızı bölge. Ne demek istediğimi gayet iyi anladın diye umuyorum.

Yüzüme eğildi.

—Planchette olduğumu bana hatırlatırken kendin unutuyorsun gibi. Dedi.

—Jeon dedim.

Elimi yavaşça yanağına çıkardım. Yanağını okşarken gözleri maviye döndü. Ben de gözlerime maviye döndürürken gülümsedim.

—Sevgili Planchette artık bu zorba hareketlerini kesmen gerekiyor. Eşinden bir tavsiye.

Elimi yanağından yakasına indirip düzeltirken devam ettim konuşmaya.

—Tabi tanrı tarafından lanetlenmek istemiyorsan. Omzuna iki kere vurup arkamı döndüm.

—Teşekkür ederim Sung Kyun dedi kız.

—Gidebilirsiniz dedim.

Jungkook kolumdan tutup bizi ışınlarken göz devirdim.

—Sung Kyun sana karşı tüm sevgimi ve saygımı bitiriyorsun. Eğer bir daha karşıma çıkarsan canını yakmaktan çekinmeyeceğim. Bu da sana ayağını denk alman için ufak bir hediye dedi ve bileğime aniden gece mavisi bir bileklik taktı.

Geniş bileklik küçülerek bileğime sararken ne olduğunu anlamamıştım.

—Bu sefer açıklamayı ben yapıyorum sanırım. Dedi ve güldü.

—Belli bir enerji seviyesine kadar büyü yapabilirsin. Bir seviyeden sonrasına engel olan bir bileklik. Ben çıkarana kadar da çıkarmanın hiç bir yolu yok. Ufak bir sır daha yasaklı bölüme bile giremeyeceksin. Dedi ve yok oldu.

Şaşkınlıkla arkasından bakarken bilekliği çıkarmaya çalıştım. Işınlanmayı denedim. Bunu da başaramazken şokla bilekliğe baktım. Bunu yapmayı nereden öğrenmişti.

Tırnaklarımı adeta derime geçirerek bilekliği çıkarmaya çalışsam dahi çıkmazken kan bilekliğin üzerinden geçerek yere damladı. Bileğimi kenardaki masaya geçirirken sinir bozukluğuyla çığlık attım.

Olduğum yere çöküp sinir ve dolmuşlukla ağlarken ellerimi yüzüme kapattım.

Bir süre sonra sakinleştiğimde bileğim deli gibi acıyordu. Iyileştirmek için odaklandım. Başaramazken dudaklarımı büzdüm. Boynumdaki kırmızı ince fuları çıkarıp bileğime sıkıca sardım. Yerden kalkarken kendimi biraz toparladım. Sınıfa girerken hemen arkamdan profesör geldi.

Magicians ~Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin