Yemekhanede herkes oturmuş yemek yerken bir telaş hakimdi. Ordunun yaklaştığını hissetmeyenler bile bu telaşlı ifadelerden geldiklerini anlayabilirlerdi.
—Cadıları Jungkook halledecek. Elitleri biz elitler halledeceğiz. Herkes dergiyle savaşmalı ki bir sorun çıkmasın.
—Öğrenciler egitimsizler. Askerlere karşı bir işe yarayacaklarını sanmıyorum. Yalnızca ölecekler dedim.
—Ben de öyle düşünüyorum. Biz elitlerin ve diğer ebeveynlerin bir şekilde öğrencileri geride tutması gerekiyor.
—Kalkan düşmeden önce cadılar ve elitler halledilmeli. Kalkan düşerse çok fazla ölen olur. Dedi Jungkook.
—Ilk cadılar halledilmeli. Eğer onlara engel olunamazsa baştan kaybederiz.
—Onları ben halledeceğim dedi Jungkook.
—Ben de Jungkook'la olacağım. Sizler elitleri ve diğer soyluları halledebilmek zorundasınız. Cadıların işi biter bitmez size yardıma geliriz aslar bittikten sonra gerisinin önemi kalmaz. Dedim.
—Cadılarla tek başıma başa çıkabilirim. Dedi Jungkook.
—Çıkamama ihtimalin var. Güçlenmiş olmalılar. Ayrıca ata cadılardan bahsediyoruz. Eski büyüler simdikilerden çok daha güçlü ve etkili. Dedim.
—Ben bile başa çıkamazsam sen ne yapabilirsin ki? Diye sordu Jungkook.
—Gücünü doğru bir şekilde kullanmanı sağlarım. Birleşik büyü yaparız. Karşı koyamazlar. Dedim.
—Sana bir şey olacak endişesi sadece beni zayıf düşürür. Elitlerle savaşmaya git. Dedi.
—Gözünün önünde olmamam daha da korkutmaz mi?
—Onlar senin alt sınıfın. Bir şey yapamazlar. Ancak cadılar öyle değil. Dedi.
—Düşüneceğim. Belki de sadece geride kalır ve ihtiyaç halinde beliririm.
—Akademinin çatısında durmak mantıklı olabilir aslında dedi Yugyeom.
—Evet hem bu daha güvenli dedi Jungkook.
Omuz silktim. Savaş çok büyük bir alanda gerçekleşecekti. Bir akademinin bahçesinde değil. Görmem mümkün değildi. Tam olarak Jungkook'un arkasında olucaktım.
...
Sakince üzerimi giyerken herkes savaşa hazırlanıyordu. Parmaklarıma yüzüklerimi geçirdim. Hiç bir şey hissetmiyordum. Ne bir korku vardı ne bi heyecan. Ölecek olan biz değildik.
Topuklu botlarımın fermuarını çektim. Aynanın karşısına geçip saçlarımı ellerimle düzeltirken belimdeki kemerde gözlerim gezindi. Ardından parmaklarımdaki yüzüklerde.
Üşümemek için üzerime deri ceketimi giyindim. Saçlarımı içimden çıkarıp odadan çıktım. Jungkook'la merdivenlerden inerken o da benim gibi sakindi.
Akademinin bahçesine çıktığımız gibi ailemiz bize doğru geldi.
—Charlotte nerde? Diye sordum.
—O evde duruyor. Merak etme büyü yaptık. Basit birileri giremez. Dedi Bay Jeon.
Kafamı salladım.
—Cadıları siz mi halledeceksiniz? Diye sordu Annem.
—Ben halledeceğim dedi Jungkook.
Onun bir adım arkasındaydım. Ona bakıp alayla güldüm. O öyle sanabilirdi.
—Elitler ve soyluları halledebilmek zorundasınız. Dedi Jungkook.
—Kont burada dedi Babam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magicians ~Jeon Jungkook
Fantasy-Bunu nereden öğrendin? Ben hayatımda ilk defa duymuşken sen bunu yapmayı nasıl başarabilirsin? -Seni yenebilmek için her gün çok çalışıyorum Jungkook. Her gün. Ancak enerjin o kadar güçlü ki senden çok daha bilgili ve yetenekli olmama rağmen seni...