Jungkook akademiye gitmeye karar vermişti aniden. Benimle olmak zorunda değildi. Ama beni neden yalnız bıraktığını anlayamıyordum. Ondan her zaman daha güçsüzdüm şimdi ne değişmişti. Gerçekten hiç bir şey sorun değildi. Nasıl yıkıldıysam öyle de kalkardım.
—Yalnızca odaklan Charlotte. Hiç bir şey düşünme. Düşüncelerinin akp geçmesine izin ver.
Asıl odaklanamayan bendim. Karşımdaki kişi bir büyücü gibi eğitiyordum. Bu bir hataydı. Karşımda bir kehanet cadısı vardı. Bu özelliğine odaklanmam gerekiyordu.
—Gel seninle bir yere gideceğiz. Dedim aniden ayağa kalkarken.
—Üzerini değiştir. Sonrasında salonda bekle beni.
Kafasını sallayarak odasına çıktı. Jungkook ona kıyafet ayarlamıştı.
Üzerimi giyindim. Normalde açık renkler tercih etmezdim. Ancak kendimi toparlayabileceğime inandığım sekil buydu. Siyah saçlarımı tarayıp aşağı indim.Kız pembe elbisesiyle oturmuş beni bekliyordu.
—Nasıl olmuşum? Diye sordum yan dönüp ayağımı kaldırıp poz verirken.
—Büyüleyici olmuşsun.
Arabaya bindik birlikte. Şuan da gidebileceğim en büyük kütüphane akademiye aitti.
Eğer ışınlanabilseydim en büyük kütüphaneye gitmeyi tercih ederdim.
45 dakikalık uzun ve konuşmalarla dolu bir yolculuktan sonra bu küçükle konuştuğum için kendimi rahatlamış hissediyordum.
—Sen de benimle gel. Alamadığım kitapları almada bana yardımcı olursun olur mu? Diye sordum.
—Elbette. Dedi ve benden önce arabadan indi.
Koşarak benim yanıma gelirken ne o elimi tuttu. Ne de ben elimi uzattım.
Benim büyük adımlarıma hafif koşarak eşlik ediyordu. Tenefüste olmaları biraz dezavantajımaydı. Daha şimdiden konuşmalar başlanmıştı.
—Ünlüsün galiba dedi Charlotte.
—Biraz. Oppan kadar olmasa da bizim de vardı bir şeylerimiz dedim.
Kıkırdadı. Akademiye girdim. Direk olarak küçükle alt kata indim.
—Aç bakalım kapıyı dedim. Kafamla işaret ederek.
—Büyü mü yapmam gerekiyor? Diye sordu.
Kafamı salladım.
—Nasıl yapmam gerektiğini bilmiyorum dedi.
Gülümsedim. Onu kapının önünde geçirdim. Arkasına geçip eğildim. Elini kapı kulpuna tutturdum. Kendi elimi de üzerine koydum.
—Şimdi bana izin vermelisin. Zihnini boşalt diye fısıldadım. Kafasını salladı. Başardığında onun enerjisini hissederek kapıyı açtım. Ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magicians ~Jeon Jungkook
Fantasy-Bunu nereden öğrendin? Ben hayatımda ilk defa duymuşken sen bunu yapmayı nasıl başarabilirsin? -Seni yenebilmek için her gün çok çalışıyorum Jungkook. Her gün. Ancak enerjin o kadar güçlü ki senden çok daha bilgili ve yetenekli olmama rağmen seni...