⚜️ Eros'un Okları ⚜️

1.3K 245 485
                                    

Herkese Merhaba;


Bölüm Şarkısı: Wampire Weekend - Step (Dinlemeniz yazar tarafından tavsiye edilir)




Bölüm Şarkısı: Wampire Weekend - Step (Dinlemeniz yazar tarafından tavsiye edilir)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Belki bizi yakacak bu ateş ve ben o ateşteki har olmaya hazırım..."








"Doğum günün kutlu olsun Arslan.." elindekileri bırakıp Sade'nin yanına geçti. Onun gibi tezgaha yaslanıp, doğum gününün nereden öğrendiğini sordu. "Şeyyy... Belki senin çekmecende yemek tariflerini kurcalarken cüzdanında ehliyetine denk gelmiş olabilirim. Merak edip yaşını öğrenmek için doğum tarihine bakmış olabilirim."

"Ben doğum günlerimi kutlamayı sevmem."

Sade ellerini bağlayarak o küçük dik burnunu kaldırıp, "Artık kutlamış oldum, yapacak bir şey yok.."

"O halde hediyemi isterim." Arslan'ın hediye istemesine gülse mi yoksa, biraz önce yaşadıklarını hatırlayıp sinirden kudursa mı bilemedi.

"Peki iste bakalım hediyeni.." Arslan yaslandığı yerden doğruldu. Sade'nin önüne geçti. İki eliyle açarak Sade'yi arasına aldı ve gözlerinin içine baktı. Ne isteyeceğini biliyordu.

"Sende olan, yalnızca senin verebileceğin bir şey.."

.

.

.

Sadece Sade'de olan bir şey mi? Bu cümleden sonra Sade'nin aklına kötü kötü şeyler gelmeye başladı. Başkasında olmayıp da Sade'nin verebileceği ne olabilirdi ki? Aklından geçen kötü senaryoların bir sayfasından diğerine geçerken etrafında Arslan'ı kendisinden uzaklaştıracak bir şey aradı.

Arslan ona doğru yaklaştıkça nefes alanı daralıyordu. Nefesi tükeniyordu belki ama şarabın kendine has kokusu ile harmanlanmış vücudunun kokusunu çok net alabiliyordu. Sahi ne kokuyordu bu adam? Bu şekilde onun gözleriyle temas kurmak işime yaramayacak diyerek, yanına kaçamak bir bakış attı.

Ve Bingo! Kurtarıcı bir tava olabilirdi. Şimdi gözleri saldırı hamlesi olarak gördüğü tava ile üzerine doğru gittikçe eğilen adam arasında gidip geliyordu. 'Ya tavayla vurduğumda yaralanıp başım belaya girerse... Yok yok bu hiç iyi bir fikir değil...'

Bitmişti artık aralarında mesafe adına bir şey kalmamıştı. Tezgaha yasladığını ellerini çekip adamın göğsüne bastırdı ve elinden geldiği kadarıyla koca adamı üzerinden itmeye çalıştı. "Öte git be adam! Ne yaptığını sanıyorsun sen?! Şu yanımda gördüğün tavayı kafana geçirirsem beş duyu organını kullanamaz hale gelirsin!"

Elbette bu fikirden vaz geçmişti fakat Arslan'ın bunu bilmesine gerek yoktu. Söyledikleri işe yaramış olacak ki neredeyse üzerine uzanmış olan bu adam, Sade'nin üzerinde hüküm süren heybetini geri çekti. Artık Sade biraz önce yarım kalan nefeslerini doya doya içine alabilirdi.

SADE'M - HIRÇIN KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin