⚜️ Oyun Sonu ⚜️

662 50 41
                                    

Herkese merhaba,

Güzel bir hafta başlangıcı dilerken, sizlere bir bölümü de peşimden getirdim.

Yorumlarınız ve oylarınız ile bana destek olursanız, burada yalnız olmadığımı hissedebilirim <3

O halde sizlere keyifli okumalar;

Bölüm Şarkısı :

İlyas Yalçıntaş - Sade'm

Sertap Erener - Koparılan Çiçekler



"Kelimelerden bahsediyorum, onlar ki bilinen tüm suçların en güçlü sabıkalıları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kelimelerden bahsediyorum, onlar ki bilinen tüm suçların en güçlü sabıkalıları.."





Eğer duyduklarımız ömrümüzü çizseydi, muhtemelen her insan nefesini aldığı üçüncü saniyede ruhu daha fazla dayanamaz ve göğe doğru yükselirdi. Bu ya bir ölümle sonuçlanırdı ya da bir kavuşma ile...

Arslan'a kalsa bu bir ölüm değil, bir kavuşma olurdu. Tıpkı günışığı ile gün gibi, dolmuş kara bulutlarla toprak gibi, özlemden oluşmuş kalpler ile vuslat gibi... Bütün zıt olanların birleşimi gibi, sadeleşmiş bir evren ile ona en çok yakışan kargaşası, en kısaca söylersek Sade ile Fatih Arslan'nın kavuşması gibi...

Arslan bunları biliyordu, onun içinde böyle yaşandığını... Onun merak ettiği, Sade'nin içinde neler yaşandığı ve yaşanacağıydı. Bu sebeple onu, yatağına taşırken uykusundan uyandığını ve onu duyduğunu bildiği halde söylemişti tüm o sözleri.

Evet biliyordu, çünkü Sade gördüğü en kötü numaracıydı, farkında değildi ama Arslan onun uyandığını kapalı gözkapaklarının ardındaki gözbebeklerin kıpırdanışından anlamıştı. Aslında onu yatağına yatırdıktan sonra hiç ses çıkartmadan bırakıp gidecekti ancak onun oyununu görünce kendisi de küçük bir oyun eklemek istedi.

Ona ait sahici hislerini duyması için tek tek söyledi, belki daha fazla içine sığmayışından, belki de Cem'in tekrar gelmeyecek olma ihtimaline sığınışından... Hususi olarak onun tepki vermesini bekledi bir süre, eli bile kıpırdamamıştı hatta bir anda gözbebekleri hareketini kesmişti. Lakin etmediği her kelime, iyi ya da kötü, Arslan'a ne kadar da bu aşkta umutsuz olduğunu söylüyordu.

"Kafama bir şeyle vursaydın herhalde bu kadar canım acımazdı be hırçın. Benim için zor olan yok saymak senin için ne kadar kolaymış." dedi, arabasıyla evine geri dönerken.

Sade'de durumlar, Arslan'ın tahmin ettiğinden daha da karışıktı. Duyduğu bu sözler vücuduna üç evreden geçerek tesir edecekti. İlk evre, reddediş... İkinci evre, kabullenme... Son evre ve en zor çıkışı olanı ise, kaybediş...

Şimdi ilk evresini yaşıyordu, reddetmeyi. "Duyduklarına inanacak kadar aptal olamazsın Sade." Çoktan yatağından çıkmış kaçan uykusunu biraz daha kaçırmak için mutfağında kendisine kahve suyu ısıtırken bunları söylüyordu. "Arslan'dan bahsediyoruz kızım, iyileşti diye duyguları da fabrika ayarlarına geri dönmedi ya! Aşk ve duygu konusunda o yine bildiğin Arslan!" demesiyle, tek tek zihninde onun yanında diğer kadınlara yaptığı kurları gözünün önüne getirdi. "Hatırlasana diğer kadınlara nasıl davrandığını, hatırlasana erkeklerin kadınlarla tek işlerinin sex olabileceği üzerine nasıl seninle iddialaştığını!"

SADE'M - HIRÇIN KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin