Nasılsınız kır çiçekleri; dilerim güzel bir hafta geçirmiş ve güzel bir hafta geçirmek için büyük hazırlıklar peşindesinizdir :)
Keyifli Okumalar...
Bölüm Şarkısı : Çağan ŞENGÜL - Çok Yazık
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Elimde senden kalanlar bitmek üzere, dön artık..."
Sade ve Cem bekleme salonunda, sabırla uçaklarının kalkış saatlerini bekliyorlardı. Çiçeği burnunda sayılan bu çift, geçirecekleri iki günlük tatilin kusursuz geçmesi için seyahatlerinin her dakikalarını planlamışlardı. Sadece Cem, Sade'den habersiz planlarına bir küçük şey daha eklemişti.
"Seninle ilk tatilimiz", dedi gözleri uçak-güzergâh saatlerindeki panoda gezerken. Düşünmek bile güzel geliyordu. Hayatında yavaş yavaş birçok şey yoluna giriyordu. Tabi Arslan ile girdikleri iddiayı ve çocuk sahibi olmasında önündeki tedavi sürecini saymazsa... Geriye de Sade için güzel giden, sadece Cem kalıyordu ve kadın "O da bana yeter..." diyordu içinden.
Cem, elini Sade'nin yumuşak teninde dolaştırırken gözü onun gözlerinde takıldı ve en içten mutluluğu ile, "Bu son olmayacak." dedi gelecek güzel günleri paylaşarak.
Sade'nin aklı gençlik hayallerine dalınca kafasını kaldırdı düşünür gibi, küçük dudaklarını büzerek daha da küçük bir hale getirdi ve Cem'e aklından geçirdiği o hayalinden bahsetti. "Bu aşçılık işlerine bulaştığımdan beri, en büyük hayalim Fransa'da bir restoran açmak ve yaptığım yemeklerimin tatlarının damaklardan damaklara dolaşmasını sağlamak. Ailem hep bana başka bir meslek sahibi olmam konusunda baskı kurarken, ben hep yerimi burada buldum. Bu işte bana ayrılmış küçük bir alan var ve ben bu yeri kimseye kaptırmak istemiyorum." Anlatırken artık bakışları doğan güneşin yansıyan ışıklarındaydı.
"Bu kadar erken gelmek zorunda değildik." derken daha çok neden bu kadar erken yola çıktıklarını sorar gibiydi. "Özellikle istedim, bu sayede gittiğimiz yerde bol bol vaktimiz olacak. Dönüşümüz de bir o kadar geç olacak aslında."
Bu güzel plan onu mutlu ederken, kafasını kurcalayan şey o kadar geç dönüşün verdiği yorgunlukla ertesi gün iş yerinde nasıl olacağı sorusuydu. Çantasından gelen ses ile ikilinin elleri ayrıldı ve küçük bir izin isteyerek telefonuna ulaşmaya çalıştı. Çantasında telefonunu ararken, "Kapatmayı unutmuşum." dedi. Arayan ismi görünce, üstelik de bu saatte ve sebepsiz yere olunca şaşırdı, elinde olmadan şaşkınlığını Cem'e yansıttı.
