Sizlere vay arkadaş dedirtecek, sonunda nefeslerinizin bile tükeneceği bir bölümle geldim.
Keyifli Okumalar Dilerim Sizlere...
Bölüm Şarkısı: Marian HILL – Down
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ben bu gece özleminden azar işittim..."
"Sade 'cim merhaba."
"Buse merhaba, nasılsın?"
"Ben iyiyim de haberler sen ve Cem'de"
"Ne duyduysan doğru Busecim valla ne diyim, beklemediğim bir anda oldu bir şeyler."
"Nasıl oldu bilmiyorum ama bence çok iyi oldu, mükemmelsiniz ve çok yakıştırdım sizi. Bunu bir ara birlikte kutlayalım derim ne dersin?"
Sade'den cevabı alamadan odasının kapısı çaldı ve sekreteri içeri girdi. "Buse Hanım saat on randevunuz Fatih Arslan Dağlı geldi."
"Alabilirsin"
Tekrardan telefonu kulağına götürüp kapatması gerektiğini söyleyen Buse, çoktan büyük bir fırsatı elleriyle Sade'nin kucağına bırakıverdi. Gelenin Arslan olduğunu öğrenmesi yetmiyormuş gibi, Buse telefonu kapatmamış, çünkü Sade'nin kapatacağını düşünmüştü.
Ancak çok yanılıyordu.. Sade mahremiyeti falan sallayıp Arslan'ın neler anlatacağını merak ettiği için gittiği yolda en sakin kuytu bir köşeye geçip oturmuş ve dinlemeye başlamıştı.
.
.
.
Arslan ile ilgili öğrenebileceği herhangi bir şey için kalbi deli gibi çarpan kadın; Neden onunla ilgili olan her şeyi merak ediyorum, diye düşünse de bu düşüncesi en fazla iki saniye falan sürmüştü. Etrafında var olan araba ve insan gürültüleri Arslan ve Buse'nin konuştuklarını duymasını zorlaştırıyordu. Bu sebeple oturduğu yerden kalkarak daha sakin bir yere geçti.
Şu ana kadar duyabildiği ve net bir şekilde anlayabildiği tek şey; "Öncelikle bugünkü seansımıza ben bir sorumla başlamak istiyorum. Birisine farkında olmadan büyük bir zarar verdim..." Evet, net bir şekilde duyup duyabildiği tek şey hatta son şey bu oldu. Çünkü daha sessiz bir yere geçemeden telefonunun şarjı bitmiş ve telefonu kapanmıştı.
Telefonunun kapandığını görünce o sinirle, önce telefonunu yere fırlatmış sonra da ayaklarını yere vura vura sinirlendiğini gösteren sesler çıkartmıştı. Tıpkı çocuklar gibi ağlayacak kıvama gelmişti, bu adamın birisine zarar verdiğini duymuştu sadece böyle önemli bir şeyin devamını dinleyemeden telefonu kapanmıştı.
