37.

470 31 3
                                    

-bir hafta sonra-

Cumali abi Yamaç abiyi Çukurdan kovmuştu ve dürüst olmam gerekirse; O andan beri her şey ters gitti.
Herkes de bi hal var. Karaca ayrı, Salih abi ayrı, Akını hiç sormayın! Ne oluyor bilmiyorum ama o geceden beri çok garip oldu. Tamam anlıyorum şok geçiriyor ama sadece bu değil. Başka bir derdi var.
Kabuslarıda fazla gördüğü için pek uyumuyor artık. Hep kahvede yada mezarlıkta.

Kahvaltıdan sonra kahveye inmiştim. Salih abiyle konuşmak istedim biraz, o Yamaça kızgın değil. Bende kızgın değilim, Yamaç abi böyle bir yükü niye üstüne alsın ki?
"Medet! Salih abi nerde?" Medet bana iyice bi baktı. "Kim soruyor?" Salak mı bu? "Ben soruyorum Medet! Hadi çok önemli." Medet gözlerini devirdi. "Gelecek şimdi bekle çok istiyorsan." Kahvenin önüne oturup Salih abiyi bekledim.
On dakika sürmedi bile Salihin gelmesi.
"Abi ben seninle konuşmak–" - "Şimdi olmaz Açelya." Offf! "Yamaç abi suçsuz biliyorum! Ama anlamak istiyorum, senin bildiğin var." Salih abi bana bakakaldı. "İyi madem gel.."
Aliçonun mekanına geldiğimizde şaşırdım. "Abi biz burada–" - "Otur size şimdi bir masal anlatacağım." Aliço bana masmavi gözleriyle baktı ama benim de bişeyden haberim yoktu.
"İyi dinleyin şimdi tamam mı?" Salih abi karşımıza oturdu

»Bir yerde çok güzel bir krallık varmış, o krallığın başında da çok baba bir kral yaşarmış bide yakışıklı bi prens varmış, benden yakışılı olmasın.
Neyse bu prens var ya bu prens iyimiş hoşmuş da düşmanlarına karşı gözü çok karamış. Sevdikleri için canını ortaya koyarmış, öyle çarpışırmış onlarla.
Bu kralın daha bir sürü oğlu varmış ama en çok bu dediğim prensi severmiş.
Neyse gel zaman git zaman, bu krallığın başına çok pis bir düşman dadanmış, ama çok pis bir insan. Böyle cehennemde döne döne döne.. yani öyle lanet bir insan! Napmış? Kralın torununu öldürmüş, prensin karısını öldürmüş. Yetmemiş napmış? En sonunda vermiş kralın prensin eline birer silah, demiş ki biriniz birinizi vuracaksınız! Ya kral ya prens, eğer yapmazsanız bütün sevdiklerinizin canını alırım, kadınlarınızın canını alırım demiş!
Prens düşünmüş lan demiş; ben babama sıkacağıma kendi kafama sıkarım daha iyi.
Kralda demiş lan ben yaşayacağıma oğlum yaşasın daha iyi.
Sonra kral demişki: sen sıkacaksın! Ben ailemi korurum demiş! Sen sıkacaksın çünkü ailenin sana ihtiyacı var. Çukurun sana ihtiyacı var!«

Aliçonun jetonu şimdi düştü. Ben ise çoktan anlamıştım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Salih abi Aliçoyla konuşuyordu ama ben transtaydım sanki. Akın!
Akın bunu bilmiyordur kesin! Hemen kalkıp eve kadar koştum.

"Saadet abla Akın burda mı?" Nefes nefese kaldım ama ne yapsaydım? Çok büyük bir şeyi öğrenmiştim! "Selamın Aleyküm gelin." Cumali abiyi görünce tırstım. "Aleyküm selam." Yine Saadet ablaya döndüm. "Akın benimle gelecek." Cumali abiye baktım. "Nereye?" Diye sordum. "Bana hesap mı soruyorsun gelin hanım?" Gülmemek için zor tuttum kendimi. "Yok, normal soru sordum." Akın da salona girdi. Daha kötü görünüyordu, Cumali abi bunu bi yere götüremez, bu haliyle olmaz.

"Gel yeğen." Yolunu kestim. "Olmaz." Cumali abi gerildi. "Niye olmasın?" Saadet abla geri çekildi. "Adamın haline bi bakar mısın? Allah aşkına sağlıklı gözüküyor mu? Zayıflamış, teni bembeyaz olmuş nereye götürüyorsun morga mı?!"

Cumali abim Akına iyice bi baktı. "Kocana sahip çıksaydın. Yürü Akın!" Yanımdan geçti ama ben Akını durdurdum.

"Gitme. Gel konuşalım, ben bir kaç dakika önce inanılmaz bişey öğrendim." Akın amcasına baktı, sonra bana.Onu seçecek. "Yarın konuşuruz." Sesi çok kötü geliyordu. Off! "Bende geliyorum o zaman!" Cumali abi kriz geçirecekti nerdeyse. "Olmaz Açelya! Git sonra konuşuruz." Akın sesini yükseltti. Ama nasıl da, daha hiç böyle bağırmamıştı.
"Siktir git." Kapıyı arkasından vurdum ve geri mutfağa döndüm. "Ne oluyor burada?" Sultan Anne bana baktı. "Oğlun bencillik yapıyor!" Ayşe hanıma baktım.
Vay be bu cesaret nerden geldi kaynana?

"Kim var karşında Ayşe?" Sultan Anne bağırdı. "Haklı. Cumali abi her şeyi mahvetti diye Akını da mı harcasın?" Şimdi ben karıştım. "Siz ne anlatıyorsunuz?!" Kahkahaladım. "Ben yatıyorum."

Çukurunda bir çiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin