14.

902 51 10
                                    

-AÇELYA-
Akının dudaklarını benimkilerin üstünde hissediyordum. Akın beni öpüyordu! Hayal mı gerçek mi - aklım bu durumu ayırt edemiyordu. O çok vakit geçirdiğim oğlan, o çokça nefret ettiğim oğlan, o aşık olduğum adam beni sonunda öpüyordu.

Yavaşça kendime gelip Akının öpüşüne karşılık verdim. Yanağıma diken gibi sakallarını yada burnumu ezen burnunu hiç umursamadım o anda.
Sadece o vardı.
Ve o bana yetiyordu.

Nefesimiz sona gelince birbirimizden ayrılıp alnımı onunkine dayadım.
"Af ettin mi?" Dudaklarım bir gülümseye oluştu.
"Af ettim."

"Ohh gençler!"

En küçük Koçovalıyı görünce hemen Akından uzaklaşıp, dağılmış saçlarımı düzelttim. Yamaç abi önce bana bakıp gülümsedi ama gözü Akına çarpınca yüzündeki neşe gittikçe düştü.

"Amca-"
Diye başladı Akın, ama Yamaç cümlesini bitirmeye izin vermedi. Bir el hareketle Akının susmasını sağladı ve sonra kendi konuşmaya başladı.
"Seninle sonra konuşacağız. Şimdi gelin hanımızla konuşmama gerekem konular var."

Yamaç abi bana gelim hanım diye seslenince onu yanlış anlamış gibi bakıp kafamı öne eğidim. Gözlerim Akını bulunca gülmemek için kendini zor tuttuyordu. La havle-

Selim abi de geldikten sonra Akın yavaş yavaş bizdem uzaklaştı ve içimdeki heyecan da öyle.
Akının arkasındam bakmayı bırakıp abilere döndüm ve ne diyeceklerini sabırsızca bekledim.

"Kardeşinin katilini bulduk."

"Ne?!"

"Cumaliyi vuran.-"

"Azer?"

Diye ağzımdan kaçtı. Azeri tanıdığıma ikiside şaşırdı. "Sen o herifi nerden tanıyorsun?" Selim abinin tarafına bakıp omuzlarımı silktim.
"Ben de aramıştım ve bir kaç defa onun adını duymuştum, ama Akın–"

Beynim yap boz yapıyordu sanki. Akının bununla bir alakası yoktu değil mi? "Siz Akını neden kovdunuz?" Selim abi havaya bakınca ve küçük kardeşi boynunu yere eğince parçalar yerine oturmaya başladı.
Hayır. Hayır ya olamaz.

"Akın Azer ile iş birliği yaptı ve uyuşturucu sattı."

Kanım kaynamaya başlamıştı. Herkese kızgındım. Azere, Akına ama en çok kendime.
Aşık olduğum adam kardeşimin katilinle iş birliği yapıp ona uyuşturcu sattı!
Böyle hayatım amına koyayım ben!

"Yaşıyor mu?"

Yamaç başıyla onayladı sonra söz Selim abiye geçti. "Aklında ne varsa- hemen siliyorsun Açelya."
Ağzımı açtım ama Yamaç konuşmama izin vermeyip hemen lafımı kesti.
"Karaca onun yanında."

"Savaşı bitirmek için." Selim abi ekledi.

Ellerimle yüzümden be saçlarımdan geçip bütün bu duyduklarımı anlamaya çalışıyordum.
Bu Selimin çocukları kafayı şu Azer itle bozmuşlar galiba. Birisinin iş ortağı, öbürü evine gidiyordu tatil yerine-
Delirmemek mümkün değildi.

"Selim abi müsaaden varsa Akını öldüreceğim sonra da Karacayı tımarhaneye yatırmayı düşünüyorum." Selim hafif bir kahkaha atıp yerde duram küçük bir taşı hastaneye doğru fırlattı.

"Açelya hemen harekete geçme. Önce iyice bi düşün. Akın bunu bilerek yapar mı sana? Beş dakika önce deliler gibi öp–"

"Tamam! Benim bi düşünmem lazım."

-

Bütün gece boyunca Esranın mezarında oturup her senaryoyu kafamda oynattım ve sonunda bir sonuça vardım. Akın kesin bilmiyordu. Benim kardeşim ne alakaydı? Esra neden Azerin umurumda olsun ki?
Öbür taraftan baksan, hala iş ortaklık vardı aralarında.

Akına bildiğimi söylecektim, ama sinirli değildim ona. Mahalle için yaptı. Hiç kimse yoktu yanında, ne yapsaydı? Yalnız, Azeri öldürmeye kafama takılmıştı. Bundan asla vazgeçmeyecektim ama beklemek zorundaydım. En az Karaca dönene kadar.

Sabahleyin kahveye girdiğimde, bütün ekip ordaydı bile. Akın beni görünce hemen kalkıp dışarı çekti. "Nasılsın mal herif?" Biliyorsunuz, ben sevgimi böyle gösteriyordum. Akın hafif bir gülüş atıp benimle berberin önüne oturdu. "Ne konuştunuz dün? Telefonlarımı açmadın. Amcam desen ağızını bıçak açmıyor." Gözlerine baktım ama bir süre sustum. Nasıl başlayacağımı bilmiyordum.
Bana Azeri anlattı. Azer Esrayı vurmuş o gece ve bana onunla iş yaptığını anlattı."

Akınım ağzı açıldı ve çenesi yere düştü düşecekti. Bir süre bana afallayarak bişeyler anlatmaya çalıştı ve aniden yüksek sesle bir cümle kurabildi;
"Sikerim böyle işi! Ben bilmiyordum bile- Bilseydim hiç izin verir miydim Açelya?! Sen- seni çok seviyorum sana niye böyle bişey–"

"Akın!"

Ellerimi yanaklarına koyduğum an sustu ve gözlerimin içine bakakaldı."Biliyorum. Seni suçlamdım ki. Sana güveniyorum." Akının rahatladığını fark ettim. "Aşkım." Ekledim cümlemin sonuna. "Salaktan Aşkım mı olduk?"
Hafif bir gülğmseyle gözlerimi devirdim. "Galiba." Beni öpmek istedi ama ben bir adım geri attım. "Salak mısın Akın! Herkes burada bizi görecek!" Akın oflayıp etrafa baktı. "Kimse yok Açelya." Bir kısa öpücük verdi sonra Babası çağırdı onu zaten.

"Deli ya.."

"Hani bencilin tekiydi?"

Celasun bi kenardan çıkınca yerimden sıçradım. "İnsanlar değişir." - "Bu kısa sürede? Asla." Sabrımı zorluyordu. O mu tanıyacaktı Akını? "Sana hesap vermek zorunda değilim Celasun." İyice gerildi. "Kendine zarar vereceksin bu ilişkiyle." Ofladım ve başka bir şey demeden gittim.
Bu kavgaya hiç kafam yoktu şimdi..

Çukurunda bir çiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin