48.

445 30 5
                                    

-AKIN-
Aynadaki adama bakıp sinirlendim. Sen bir boka yaramıyorsun Akın! Elim yumruğa döndü, içimde her şey darma dağındı. Ailem bi yandan, Açelya bi yandan! Her şey üstüme geliyordu şimdi de bu..
Sen babanı koruyamadın, çocuğunu nasıl koruyacaksın? Aynaya bir yumruk attığımda bin tane parçalara bölünerek yere düştü.

"Akın!" Annem ağlayarak banyoya daldı ve beni dışarı çekti. Salonda Yamaç amcamı gördüğümde elinde babamın resmi vardı. Elinden alıp dışarı çıktım ve herkes yavaşça peşime takıldı.
Bütün sevdiklerimi kaybediyordum lan..
Önce Songül, sonra Kahraman amcam, sonra Acar sonra Akşın, Dedem..Açelya ve en sonunda Babamı. Say say bitmiyor.

Çok haksızlık yaptım babama ama beni affeti, benimle gurur duydu son zamnlarda. Bu hayatta ilk kez Babam vardı benim, beni seven, bana yardım eden, bana akıl veren bir Babam vardı.. şimdi o da gitti.

Ben Babama ihanet etmişim o da beni affeti!
Gözümden bir damla yaş aktı. Hüngür hüngür ağlamamak için gri gökyüzüne baktım ve mezarlığa yürümeye devam ettim. Aliço yanıma takıldı ve mas mavi gözleriyle bana bakıp elini göğsüme koydu. "Baba burda, Baba gitmez, çocuklarını yalnız bırakmaz." Dudaklarım titremeye başladı.
Ağlama Akın..!

Başımı sallayıp gözlerimi yola diktim. Babalar çocuklarını bırakmaz, ama istemiyordu, Açelya istemiyordu. Ne kadar çabalasam istemiyordu. Yalan. İstiyordu, ama Çukuru istemiyordu.
Haklı da. Bu Çukur bütün sevdiklerimi yuttu.
Keşke gitseydim burdan. Onu seçseydim.

Açelya burda olsaydı, yanımda olsaydı tutunucak bir dalım olurdu bari. Ben böyle yapa yalnızım. Acımı içime atıp boğulcağımı biliyordum ama başka yol yok. Açelyadan başka kim beni bu Çukurdan çıkarır? Benim için Açelyadan başka kim kendini tehlikeye atar ki? Kendimi yürümeye zorlamazsam şimdi yere çöküp kriz geçirecektim. Ne yapmıyorum? Kaybedecek meyim kaldı ki? Sevdiğim kadın elimden uçup gitti. Babam gözümün önünde öldü.
Kafamda sürekli Babamın son lafları dönüyordu.
»Sen Çukurdan çıkarsın ama Çukur senden çıkmaz.«

Birden koluma bir kol bağlandı. Sağıma baktığımda şok oldum ve bir sahneye yürümeyi bıraktım.
Açelya beni kolumdan tutup devam yürümeye zorladı.
"Başın sağolsun." Yüzümde hafifçe bir gülümse büyüdü. Açelya kolumu okşuyordu ve bu bana inanılmaz bir güç verdi.
O olmasaydı bu cenazeyi nasıl kaldıramazdım..

-AÇELYA-
Akın küreyi eline alıp toprağı yavaşça mezara attı. Akını böyle görünce gözlerim yaşlarla doldu.
Bunu hak etmiyordu. Bu adam daha ne kadar acı çekecekti? Yetmedi mi arık?

Celasunla bir an göz göze geldik. Karnıma baktığında biraz utandım ama daha da önemli şeyler vardı. Yine Akına baktım. Meke Akından küreyi almak istedi ama Akın izin vermedi. "Yok sen acıtırsın." Diye fısıldadı. İçim gitti sesini duyunca. "Akın sen az dinlen.." Cumali abi zorla elinden küreyi aldı ve Akını biraz sakinleştirdi.

Bana döndüğünde gözleri doldu. Bir an yere çöküp ağlamaya başladı. Sultan Anne de toprağa düşüp "Oğlum!" Diye çığlık attı.

Ben hemen Akına yardım edip onu ayağa kaldırdım. Ellerimi yanağına koyup sakince okşadım. Gözlerime baka baka nefesi yavaşlamaya başladı. İnşAllah tıkanmaz şimdi. Akın kollarını belime bağlayıp bana sıkıca sarıldı, öyle de kaldık. Saçlarını, sırtını okşayarak sakinleştirmeye çalıştım. "Açelya?" Sesimi bulmayı bir kaç sahnemi aldı. "Efendim?" Akın beni daha çok kendisine çekti. "Yalnız bırakma beni." Gözlerimden akan yaşlar Akının omuzuna damladı. "Bırakmam." Akının titreyen dudaklarını boynumda hissettiğimde tüylerim diken diken oldu. "Söz mü?" Onaylayıp sırtımı okşadım.

"Söz."

Çukurunda bir çiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin