27.

583 45 8
                                    

Evin önünde arabadan inip iki defa havaya sıktım. Hemen bir hordu adam çıktı karşıma.
"Azer Kurtuluş kim?" Adamların arasından Karaca çıktı. "Açelya? Senin ne işin var burda?" Karacaya kahkaha attım. "Asıl senin ne işin var burda Karaca?" Karaca gerildi. "Ben buraya savaş bitirmeye geldim! Kimse ölmesin artık!" Bu kız saf mı oldu? "Peki Akın?" Karacanın yanına bir adam dikildi. "Ne olmuş Akına Azer?" Karaca yanındaki adama baktı. Yok artık. Ben yanlış anlıyorum galiba..
Karaca Azer Kurtuluşa aşık olamaz. Azer korumaları geri yolladı. "Öldü mü? Ölmedi." Dişlerimi sıkıp Azere yaklaştım. "Kardeşim öldü, Kemal abi öldü." Azer omuzunu sirkledi. Umrunda değildi bile ya!
"Sen kimsin kızım? Seni tanımıyorum bile!"
Tanıyacaksın ve ismimi asla unutmayacaksın.
"Kimse benim sevdiklerime dokunamaz."

Silahımı çekip dört kere Azere sıktım.
"Açelya Koçovalı ben."

Karaca Azerin yanına çöktü ve dolu gözleriyle bana baktı. "Naptın sen?!" Diye çığlık attı.
Korumalar gelmeden arabaya binip basıp gittim.
Yolda içimin rahatladığını fark ettim. Oh be.
Esranın, Kemal abinin kanı yerde kalmadı.

Metin abiye anahtarı verip yine hastaneye girdim. Akının odasına girdiğimde abiler hala burdaydılar. "Nerdeydin sen? İki saattir sana ulaşamıyoruz." Yamaç abi kızgınca bana sordu. Elimdeki torbayı havaya kaldırdım. "Lahmacun aldım." Salih abi de gelmişti ve gülmeye başladı. "Lahmacun mu?" Gülümseyerek onayladım. Lahmacunları dağıtım ve boş bir sandalyeye oturdum. "İki saate Lahmacun mı alınır?" Akına baktım. "Evet ya, yolda Azeri vurup geldim." Cumali abinin Lahmacunu boğazında kaldı. "Açelya ciddi misin?" Yamaç abiye ifadesiz baktım. "Ciddiyim. Azer Kurtuluş diye biri yok artık." Cumali abi gülme krizine girdi ve herkesi gülüşüyle bulaştırdı. "Harbiden kız bizim yapamadığımız şeyi iki saatte hal etti." Salih gülmekten ölüyordu nerdeyse. Ben de gülmeye başladım ama Akına baktığımda gülmem geçti. Yamaç abi de çok ciddiydi.

"Peki Karaca ne olucak?" Yamaça baktım. "Azerin cenazesinden sonra döner kesin." Diyip ayranımdan bir yudum aldım. "Niye yaptın bunu? Ya sana bişey olsaydı?" Yamaça kahkaha attım. "Komik mi Açelya?" Akına baktım.
"Benim sevdiklerime kimse dokunamaz tamam mı? Azermiş, Çağataymış neyse ne! Akını bu hale getireni bulup Cezasını keserim." Cumali abi eline omuzuma koydu. "Kızı niye ayarlıyorsunuz lan? Gereken şeyi yaptı!" - "Azeri vurmak Açelyaya mı kaldı?" Yamaç bağırarak ayağa kalktı.
"Amcalar bizi yalnız bırakar mısınız?"
Akına baktım, çok gergin di.

Herkes odadan çıktıktan sonra ben Akının yanına oturdum. "Sen ne yaptığının frakında mısın?" Akının gözlerine bakıp onayladım. "Sen ne yaptıysan ben de aynısını yaptım." Dedim. "Bu başka! Açelya sana bişey olsa ben ölüp giderim." Gözlerimi devirdim. "Bunları şimdi konuşmasak? Burdan bi çık, zaten seninle konuşmam gereken konular var."
Kalkmak istedim ama Akın bilekliğimden tutup izin vermedi. "Açelya.." Akının alnını öptüm.
"Yorma kendini sevgilim."

Odadan çıktığımda sadece Cumali abiyi karşımda buldum. "Açelya doğru şeyi yaptın, Yamaçı dinleme, kendini de ezdirme tamam mı?" İçim ısındı. Cumali abiden bunu duymak çok iyi geldi. Aslında onun delirmesini bekliyordum, o hep der ya "kadınlar karışmasın." Bu yüzden buna çok sevindim.
Cumali abi gittikten sonra ben elimi yine karnımda buldum..

Bu çocuğu istiyordum. Çok istiyordum..

Çukurunda bir çiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin