28.

508 37 1
                                    


Bugün Akın taburcu oluyordu. Bizimkiler Akının en sevdiği yemeklerden yaptılar. Karaca da döndü ama benimle pek konuşmadı O Azer konusu yüzünden. Pişman değildim.
O adam kim bilir kaç kişinin hayatını mahvetti.

Akın odasından çıktı ve hemen bana sarıldı. "Kimse yok mu?" Diye sordu. "Yok. Seni yalnız almaya gelmek istedim." Akın sırıttı. Dudağını benimkiyle birleştirdi. "Tamam yavaş." Diyerek güldüm. "Hadi yemek hazırdır bile." Elini aldım ve onu arabaya çekmek istedim, ama Akın yerinden oynamadı. "Sen benimle bişey konuşmak istedin–"

"Yemekten sonra, midem sırtıma yapıştı Akın hadi!"

Eve girince herkes Akına sarıldı. Bunun tadını çıkarsın çünkü yemekten sonra çirkinleşecektim. Yemekte Akına rakı doldurdular. "Koy bende içeyim!" Güldüm ama Celasun masanın altında ayağıyla bacağıma vurdu. Doğru ya! Hamileyken içmek yasaktı. "Yada yok vazgeçtim." Celasunla bakıştık ama kimse anlamadı.

Yemekten sonra abiler yukarı çıktılar ve kadınlar mutfağa ve odalara dağıldılar.
Sadece ben ve Akın kaldmıştık. Sevgilimin elini alıp onu terasa çektim. "Şimdi konuşuyor muyuz?" Başımla onaylayıp gülümsedim. Evet konuşacaktık.

Aniden Akının yanağına acımadan bir tokat attım. Yüzü sola çevirildi ve bir kaç saniye öyle kaldı.

"Bu neydi şimdi?" Akının bütün vücudu gerildi. "Bencilliğin için mal herif!" Sesimi yükseltmek istemedim ama başka çare bırakmadı.

"Sen ne yaptığının farkında mısın Akın?"

"Ne yapmışım ya?! Senin moralin bozuktu bende sana yardım—"

Susturmak için bir tokat daha attım. Akının gözü seğirmeye başladı ama bana bişey yapamıyordu.

"Bir daha böyle şeyi yaparsan gözünün yaşına bakmadan çekip giderim Akın! Ya sen kaç yaşındasın?! Yapa yalnız adam vurmak nedir?!"

Akın kahkahaladı. "Sen aynısını yapadın mı?" İfadesiz bir yüzle onayladım. "Yaptım ama ben becerdim."
Akının eli yumruğa döndü. "Bitti mi?" Beni kızdırmak için elinden ne geliyorsa yapıyordu.

"Bitmedi! Sana bişey olduğunda sadece senin canın yanmıyor Akın! Sana zarar gelince içim gidiyor!" Akın ofladı ve yıldızlı gökyüzüne baktı. "Hiç oflama! Görmüyorsun işte! Sana bişey olunca bizim nasıl can çekiştiğimizi görmüyorsun! Umursamıyorsun!" Akın bişey diyecekti ama ben karıştım. "Beni bi bırak, beni umursadığın yok belliki. Peki ya annen? Kadın hayalet gibi dolaşıyordu evde sadece senin bencilliğin yüzünden!" Bağırıyordum. Kesin bizi dinliyorlardı ama ne yapsaydım. Başka türlü anlamıyordu geri zekalı.

"Ben bencilsem sen nesin?" Pardon? "Sen gitmedin mi Azeri vurmaya? Sen Arık Erdenete asılmadın mı?!" - "Sen rahatsız mısın Akın?! Bunları senin, Annem, kardeşim, Çukur için yaptım! Bana bişey oldumu? Olmadı!" Akın bana yaklaştı. "Açelya anla artık! Sen bu işere karışmayacaksın! Evde otur, kitap oku olmadı yemek yap!" Efendim?!
Dediklerine inanamıyordum.

"Benden sessiz sakin evde oturmamı bekliyorsan, çok beklersin." Akın elleriyle yüzünden geçti. "Hem sen kim oluyorsun da bana emir veriyorsun?!"

"Biz bir gün evlendiğimizde hayatımız nasıl olucak Açelya! Çocuğumuz olduğunda ne diyeceğim?"

Şimdi bi dur.
"Oğlum annen geç gelecek çünkü adam vurmaya gitti?" Gözlerim doldu. Benden iyi Anne olmaz mı diyordu şimdi?

"Oğlum gel hastaneye gidiyoruz Annen vuruldu mu diyeceğim ?!" Gözümden yaş aktı.
Bağırıp çağırmanın anlamı yoktu. Akın çok netti.
Ben anlayacağımı anlamıştım.

"Hoşçakal Akın."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çukurunda bir çiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin