-AÇELYA-
Çukurda geçen son günüm gelmişti. İki hafta çok çabuk geçti ve bu iki haftada neler neler oldu.
Bu akşam Annem Erzurumdan dönüyordu ve beni döndüğünde evinde görmek istemez. Son bir kez Esrayla Mahalleyi dolaşıyorduk. Ona bütün gizli yerleri gösterdim ve çoğu arkadaşlarımla tanıştırdım. Celasunu çok sevdi - yakışıklı olduğunu düşünüyordu ve beni onunla shipliyordu - ergen işte.Güneşin batışını bir çatıdan izliyorduk. Esra yaşı için baya olgundu, onunla arkadaşımmış gibi konuşabiliyordum. "Abla gitmesen.." Esra kedi yavrusu gibi bana bakınca kalbim çatladı.
"Olmaz ki ablam." teşvik edici bir gülümseyle kardeşimin saçlarından geçtim. "Neden olmasın ya? Annem seni özlüyor! İnan bana hep senin eski fotoğraflarına bakıyor, seni hiç suçlamıyor! Tam tersi, seninle gurur duyuyor!"
Bunu duyumca ağzımdan kocaman bir kahkaha kaçtı. Hayatta inanmam."Yemeğe kal bari."
Tamam. Esra benim her şeyimdi, onu asla kıramazdım. "Tamam tamam ama yemekten sonra gideceğim." Esra bana sarılırken üstüme düşünce gülme krizine girdik.
Evde Annemin en sevdiği yemekleri hazırladık ve dönmesini bekledik. Dürüst olmam gerekirse; çok heyecanlıydım. Annemi beş yıl sonra ilk kez görecektim.
Kapı çaldı ve Esra hemen uçtu."Ablan nerde? Gitti mi?" Tüylerim diken diken oldu Annemin sesini duyunca. Yavaş adımlarla kapıya ilerledim ve Annemin önüne çıktım.
Gözlerimi yerdem kaldırıp Annemin açık ağızla bana bakışını fark ettim."Hoş geldin anne."
Her şeyi bekliyordum. Bağırmasını, beni tokatlayacağını, ama yok. Hiç bir şey demeden bana sarıldı."Asıl sen hoş geldin güzel kızım!"
Sevinçten ölüyordu kadın ve açıkçası, bende sevinçten patlamak üzereydim."Koskocama kadın olmuşsun Açelya!"
Eleriyle yüzümü avuçlayıp yanaklarımı okşadı. O anda gözlerim doldu. Beş yıldır Annem benden nefret ediyor sandım. Onu fark etmeden çok özlemişim.Sakinleştikten sonra masaya oturup yemeğe başladık. Anneme mesleğimden bahsettim, ve gerçekten Esranın dediği gibiydi, Annem benimle çok gurur duyuyordu.
"Aferin sana güzel kızım! E döndüğüne göre, Babanada yardım edersin artık!"
Bu konuyu konuşmamıştık. Annemin ağzından kaçtı galiba ve ikimizin arası baya bi gerildi. Annem Esraya bişey belli etmemek için bir bahane buldu.
"Esra çöpü çıkarsana kızım."
"Ya Anne saat gece–"
"Esra!"
Kardeşim oflayarak masadan kalktı ve mutfaktan çöpü alıp dışarıya çıktı.
"Kızım.. Baban beş yıldır içerde. Sen bir şey yapamaz mısın?"
Hemen başımı salladım. "Yapamam Anne." Ona yardım etmek istemiyordum. İstiyordum ama ben biliyorum, hapisten çıkınca yine o karanlık işlere bulaşacaktı. Bunu istemiyorum. Bunun yerine hapiste olsun daha iyi.
"Seni anlıyorum Açelya ama–"
PAT!
Dışarda silah patladı. Yerimden sıçradım ve şu am içerde olduğumuza şükrettim ama bir sahne içinde jeton düştü."Esra!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukurunda bir çiçek
Teen FictionOndört tane sıktım. Neden sıktım biliyor musun sen? Eğlencenin ortasında bi ses geldi. Ben varım, Nihat var, Songül var. Songülü almış babası, benim Songülümü,almış babası çıkarmış Çukurdan. Çok uzağa götürmüş, ben naptım ya? Ben naptım ona? Vurdu...