26.

541 37 3
                                    

Yoğun bakımın önünde oturuyordum ve camın öbür tarafına bakıyordum. Üç gün geçmişti ama ben hiç yanından ayrılmadım. Akını böyle görmek beni mahvediyordu.
"Hepsi senin yüzünden! Oğlum senin yüzünden ölecek!" Ayşe bana birden bağırdı. Haklıydı.
Benim yüzümden. Ona doğruyu söyleseydim bunlar yaşanmazdı. "Ayşe!" Sultan Anne gelinini eve yolladı.

Sultan Anne yanıma oturup sırtımı okşadı.
"İyi olacak kızım, sen hiç merak etme. Biz neler neler gördük." Anneye baktım. "Bu son da olmayacak. Sen bunları daha çok yaşıyacaksın. Ben sandım ki çocukları oldukça İdris bırakar. Bırakmadı. Kahraman da bırakmadı, Selim de bırakmadı." Yere baktım. Haklıydı. Çocuk bişey değiştirmez.
"Ama Akın seni çok seviyor. Seni burada yalnız bırakmaz."

Aniden Akın öksürmeye başladı. Ne oluyordu?! Ayağa kalkıp cama yaklaştım o arada Sultan Anne doktorları çağırdı. "Akın.." sesim gelmiyordu. Gözümden bir yaş aktı Akını şu halde görünce.
Hemşeriler beni camdan uzaklaştırdılar ve doktorlar Akına bakmaya girdiler.

Doktor çıktığında bana gülümsedi. "Akın bey uyandı bu çok iyi bir haber. Bundan sonrası daha kolay geçecek, tüm tehlikeyi atlatmadı ama her şey daha iyi olacak. Akın beyi yeni bir odaya alıyoruz orda görebilirsiniz. Geçmiş olsun."
Sevinçten Sultan Ammeye sıkıca sarıldım. Oh be! Allaha ne kadar şükretsem az.
Akın yaşıyordu, iyi olacaktı!

Yarım saat sonra Akını görebiliyordum. Odanın kapısını yavaşça açıp içeriye girdim.
Akını bu halde görmek yüreğimi indiriyordu.
Öylece bakakaldım. Yerimden oynayamıyordum. Esranın öldüğü gece gözümün önünden geçti.
Nefesim hızlandı bir an, midem bulanıyordu ve etrafımda her şey dönüyordu..

"Çiçeğim?"
Akının derin sesini duyunca kendime geldim.
"Akın!" Doğruca yatağına yürüyüp ona sarıldım. Akın acıdan inilti. Hemen ayrıldım. "Bişey oldu mu? Acıttım mı?" Akın başını salladı. Rahatladım.
Çok özledim. Akınını öpmeye başladım, yanağından, alnından, her yerden.

"Tamam tamam boğucaksın." Güldü. Gülüşünü yerim! "Bir daha asla böyle bişey yapmayacaksın." Akın sırıttı. "Tamam asla yavaş olmayacığım bir daha." - "Akın..!"
Elimi aldı ve öpücük verdi. "Sakin ol, iyim."
Bir anda kapı açıldı. Abiler girdi içeriye. Akının elini bırakmak istedim ama o sıkıca tuttu.
Bu harekete gülümsedim.

"Ooo kalkmış Akın efendi" Yamaç abi dedi. "İyimisin oğlum?" Selim abi sordu ve Akın ona her şey iyi olduğunu söyledi. "Açelya biz Akın ile bişey konuşucağız da.." Selim abiye baktım. "Hayır. Çıkmıyorum." - "Gelin hanım..." Cumali abi biraz gergin görünüyordu. "Off tamam." Bu konuşma biraz sürecek galiba.
Hastenenin önüne çıkıp bizden birini aradım.

"Metin abi, bana arabanı verir misin? Abilerin ve Akının canı Lahmacun çekmiş de."
Metin bana şaşkınca baktı. "Ee ben alayım geleyim hemen-"
"Yok gerek yok. Ben alarım beş dakikaya." Metin abi sonunda ikna oldu ve anahtarı bana verdi.

Bittin sen Azer Kurtuluş..

Çukurunda bir çiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin