33.

495 35 3
                                    

-AKIN-
Açelyala hastaneden döndüğümüzde herkes ona sarılıp baş sağlığı diledi. Herkesin bildiği için utanıyordu ama ben umursamıyordum. Açelya için o güçlü omuz olmaya çalıştım. Yaslana bileceği omuz.
Ama aslında içim yanıyordu.

Açelyanın yanından ayrılmak istemedim, onu bir saniye bile olsa yalnız bırakmak istemedim ama aynı zamanda da Çağataydan ve o pislik kardeşinden intikamımı almak istedim.
"Akın?"
Şaşkınca Açelyaya baktım. Bişey mi dedi? "Elma istiyor musun?" Sahte bir gülümse atıp başımı salladım. "Yok sağol gülüm." Televizyona bakakaldım. Ailecek oturma odasında oturuyorduk ve televizyon izliyorduk. Yok bu böyle olmaz.
Ben burda rahat rahat oturamazdım.

Açelya omuzuma yaslandığında kendime geldim. Kolumu arkasından geçirip sakince sevgilimin kolunu okşadım.
Yüzüne baktığımda gözleri kapalıydı.
"Çiçeğim, yatalım mı?" Açelya uyku dolu gözleriyle onayladı. Herkese iyi geceler diledikten sonra odamıza girdik.
Açelya kendisini hemen yatağa attı. Ben de üstüme değişmeden yanına uzandım.

Yarım saat sonra Açelya kesinlikle uyuyordu.
Tek fırsatımdı bu.
Yavaşça yataktan kalkıp odadan çıktım. Kimsenin dikkatini çekmeden evden kaçtım.

Arabayı sürmüyordum, uçuyordum. Öldüreceğim o piçleri. Açelyama kimse zarar vermezdi!
Erdenet villasına varınca korumaları iki sahneye indirip eve daldım. Beni tanıyorlar zaten.
Ofisin kapsını bir tekmeyle açtım.

Çağatay masada oturuyordu ve Arık yanında duruyordu. Bittiniz siz.
"Açelya dokunmak yok demedim mi?!" Bağırıp masada ne varsa yere sildim. Arık kahkaha atıp bana baktı. "Ne gülüyorsun orospu çocuğu?" Arığa doğru yürüdüm. "Çok mu seviyorsun o salak kızı?" Silahımı Arığın alnını dayadım. "Sakın.." Tıslayarak Arığın gözlerine baktım. "Akın bey.." Çağataya baktım. "Yanlışım varsa söyleyin ama Açelya hanım şu anda sapa sağlam evde sıcacık yatağında yatmıyor mu?" Bu mal beni delirtecek mi?

Şimdi Çağataya yaklaştım. "Sen ne anlatıyorsun lan? Bizim bir sözleşmemiz vardı! Açelyaya zarar gelmeyecek demiştim!" Çağatay güldü ve çekmeden sözleşmeyi çıkardı. "Açelya hanıma zarar gelmedi." Gözüm seğirmeye başladı. Çağatayı yakasındam tutup masanın üstünden bana doğru çektim.
"Benim çocuğumu öldürdün..Şimdi neden kafana sıkmayayım?"

Başımın arkasında bir silah duydum.
Seren. "Bırak bakalım Çağatay beyi." Gözlerimi kapatıp Çağatayın yakasını bıraktım. "Bu mesele burda bitmedi." Çıkmak istedim ama Arığın sesi beni durdurdu.
"Yalnız Akın.. Çiçeğin baya güzelmiş ama sen biliyorsun zaten." Arkamı dönüp Arığın yüzüne iki yumruk attım.
"Bundan sonra ben yokum Çağatay bey."

-

Evin kapsını açtım ve sırtımı kapıya yasladım.
Bitti. Artık Erdenetlerle çalışmıyorum. Açelyaya da zarar gelmeyecek.
"Akın nerdeydin?" Damla ablayı karşımda görünce korktum. Nerden geldi bu şimdi? "Biraz hava almaya gittim." İnanmadı. "Açelyaya daha iyi yalan uydur. Kız seni bulamayınca panik krizine girdi." Kalbim çatladı. "Odada mı?" Damla onayladı.

Hızlı adımlarla odama gittim. Açelya kapalı gözlerle yatakta oturuyordu ve benim yastığıma sarılıyordu.
"Açelyam iyi misin?" Birden elindeki yastığı suratıma fırlattı. "Nerdeydin sen?" Açelya ayağa kalkıp üstüme üstüme yürüdü. "Hava almaya çıktım gülüm." Açelyanın elini hızla yanağımda hissettim. Bu kız tokat atmayı çok seviyordu.
"Bana gitmeyeceğini söz vermiştin." Gözleri doldu. Yavaşça kollarımı beline bağladım.
"Özür dilerim."
Açelyanın minicik ellerini sırtımda hissettiğimde rahatladım. "Akın bırakma beni." Diye hıçkırdı. "Asla bırakmam seni." Daha sıkıca sarıldım.
"Her yerde onu görüyorum.."
Şimdi Açelyadan ayrıldım. "Kimi?" Zorlandı. Sanki ismi bile söylemek istemiyordu. "Arık." Açelyanın tüyleri diken gibi olduğunu fark ettim.

"Arık sana dokundu mu?"

Çukurunda bir çiçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin