Akın arabayı kullanırken hiç bişey demedi, bende sustum. Kim bilir aklında neler dönüyor.
Nasıl tepki vereceğini tahmin edebiliyordum ama birazda olsa korkuyordum. Akın su gibidir.
Dıştan sakin, rahat ama içinde kim bilir neler oluyor. Seni istese acımadan boğar.On dakika sonra denizin kenarında bir yerde arabayı durdurdu. Yavaşça arabadan indim. Akın denize bakarak sustu. Bu sessizlik beni öldürecekti. Neden bişey demiyordu? Bağırsın çağırsın delirsin ama bişey yapsın!
Ben Akına yaklaşınca bile bana bakmadı. Akının eline baktım. Odun parmaklıkların üstündeydi ve sıkıca oduna tutunuyordu. Tam elimi elinin üstüme koymak istediğimde Akın bana dönüp ölü gözlerle bana baktı.
"Sana bu işe karışmayacan demedim mi?"
Tamam dedi ama ne yapsaydım? Bişey yapmadan evde mi otursaydım?
"Açelya!"
Bağırdığında bir adım geri attım. Akını hiç böyle görmemiştim.
"Ben yardım etmeye çalıştım." Şimdi başını bana çevirdi. "Kim senden yardım istedi?"
"Akın ben bişey yapmadım ki! Sadece information almaya gittim ve aldım da, bak sağ Salim'im. Bişey olmadı."
Sağ gözü seğirmeye başladı. Çıldırmamak için kendini zor tutuyordu. "İnformation almak sana mı kaldı Açelya?" Yine sustum. Aslında kendimi asla ezdirmem ama konu sinirli Akına gelince sesimi çıkaramıyordum.
Akın eliyle arabaya vurdu, bütün kuşlar korkudan uçtu. "Sen bana söz vermedin mi? Yapmayacağım, uzak duracam demedin mi?"
"Dedim! Sözümden çıktım tamam haklısın!" Akın bana yaklaştıkça gözleri karardı. "Ama Çukur için yaptım." Gözlerime bakarak bana kahkaha attı. "Çukur için." Diye fısıldayıp duruyordu.
Birden Akın elini koluma bağladı ve beni kendisine doğru çekti. Öbür eli yanağımdaydı. "Çukur için demiştin.." Yavaşça onayladım. "Çukur için mi dans ettin bu Arık denen it ile?"
Şimdi anladım meseleyi..
Akının kıskançlığı tuttu."Çukur için mi flört ettin?" Tamam haklıydı. Bu yanlıştı, ama ne yapsaydım? "Çukur için mi sana dokunmasını izin verdin?!" Yere baktım. Anlıyordum. Bende deliririm Akın başka bir kadınla böyle şeyler yapsa.
"Şşş hiç yere bakma. Bana bak. Gözlerime bak ve doğruyu söyle." Eliyle yüzümü kendisine doğru çevirdi. "Haklısın." Akın psikopatça gülümsedi, bu işin sonu hiç iyi olmayacak. "Çok güzelsin biliyor musun çiçeğim?" Gerçekten delirdi bu adam.
"Akın İyimisin?" Aniden gülümsesi geçti be ciddi bir ifade çıktı yüzünde. "Değilim. Kim bilir bu amına koyduğum çocuğu sana ne yapar şimdi!" Diye bağırdı Akın. Bişey yapamaz ki? İsmimi bilmiyor, evimin yerini bilmiyor. Bana bişey yapması imkansızdı.
Akın bir süre gözlerime bakarak düşündü. Ben isem yerimden kıpırdayamıyordum. Kıpırdamak istemedim de. Akına yakın, dünyadan uzak.
"Gel, bizim eve gidiyoruz. Orada kalacaksın bundan sonra." Şimdi bi dur! Asla o evde kalmam, bir gece bile çok geldi bana. "Akın saçmalama Allah aşkına." Ama Akın gayet ciddiydi. Beni arabaya oturttu ve doğru eve sürdü."Akın!"
Elimden tutup benim ile eve girdi. "Akın bırak! Saçmalıyorsun farkında mısın?" Sultan anne şaşkınca bize bakakaldı. "Akın bırak!" Diye çığlık attım, ama hiç umursamadı. "Akın!" Kolumu onun elinden çözmeye çalıştığımda daha sıkı tuttu. Odasına geldik ve arkasından kapıyı kapattı. "Çekil önümden Akın bak vallaha çakarım!" Akın tepki vermedi. "Dolaptan eşya alabilirsin. Akşama gelirim ben." Gidecekti, ama ben tokat atarak onu durdurdum.
"Sen kim oluyorsunda beni buraya kitliyorsun?!" Elim havaya kalktı Akına bir daha tokat atmak için ama bu sefer Akın bilekliğimden tuttu beni.
"Haddini bil."
Efendim? Elimi Akından çektim.
"Defol git." Akın dudakları kurumasın diye dilini üstünden geçirdi."Siktir git Akın!"
Göğüsünden iterek Akını odadan çıkardım.
Kapıyı kapattı üstelik kilitledi. Mal herif! Beni nasıl bir odaya kitler? Hayvan mıyım ben? Kendini ne sanıyordu? Ben böyle çıldırıyor muyum? Akın her gün çata pata gitmiyor mu? Ben gitme desem, kalır mı? Kalmaz. Ben niye kalayım o zaman?Bu böyle olmayacak. Sakinleşmem lazım. Kitaplığın yanındaki kapıyı açtım ve kendimi banyoda buldum. Rahatlamak için duşa girdim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukurunda bir çiçek
Dla nastolatkówOndört tane sıktım. Neden sıktım biliyor musun sen? Eğlencenin ortasında bi ses geldi. Ben varım, Nihat var, Songül var. Songülü almış babası, benim Songülümü,almış babası çıkarmış Çukurdan. Çok uzağa götürmüş, ben naptım ya? Ben naptım ona? Vurdu...