O kabusu gördükten sonra pek uyumamıştım. Bugün de işlerim yoktu mal gibi evde oturuyordum bütün gün. Tam bir Koçovalı kadını oldum işte. Kendi şakama gülerek pencereden baktım. Sokakta çocuklar top oynuyordu. Karşı camda Asya teyze halısını sirkeleyordu.
Gözüme siyah kıyafetli adama takıldı. Ah be Remzi sen hiç mi akıllanmayacaksın?
Hemen ayakkabılarımı giyindim ve aşaya indim. Remzi benimle göz göze gelince kaçacak bir yer aradı. "Dur sanki görmedim seni!" Remziye yaklaştığımda yere baktı. "Gel benimle." Onu mahalleden çıkardım ve ıssız bir sokağa getirdim. "Akını çağır." Remzi ilk kez gözlerimi kaçırmadı. "Ne bakıyorsun?! Çağır ağanı." Remzi telefonunu çıkarıp Akını aradı. "Abi ablada bir sorun çıktı galiba." Ellerimi montumun cebinde sakladım. Çok soğuktu bu aralar. "Tamam konum atıyorum."-AKIN-
Hemen kahveden çıkıp arabaya bindim. İnşAllah ciddi bişey değildir. Bebeğe bişey olduysa kendime sıkarım. Bir daha kaldıramam bu yükü.Lan Remzi nereye çağırıyorsun beni? Bu ne biçim sokak? Remzi bir duvarın önünde dikiliyordu. Arabadan inip ona baktım. "Durum ne? İyi mi?" Remzi yere bakakaldı. "Aloo kiminle konuşuyorum?" Hala cevap vermiyordu. Lal oldu mu ne? "Gidebilirsin Remzi."
Arkamı döndüğümde onun ela renkli gözlerine hapis oldum. Kalbim bir atışı atladı. Saçlarını boyamış. Çok değişmiş ama benim için hala dünyadaki en güzel kadındı. Yüzünü görmek bana yetti bile.
Yeniden güçlendim sanki."Senin derdin ne?"
Transımdan Açelyanın sesiyle çıktım. Benim derdim yoktu ki.
"Ben.. ehh." Sesim kesildi. Doğru düzgün cümle bile kuramıyordum onun yüzünden. "Senin iyi olmanı istiyorum sadece yani.." Çekinerek gülümsedim ama Açelya odun gibiydi. "O zaman siktir git. Şu köpeğini de al ve yakamı bırak! Ben ancak o zaman iyi olurum." Boğazımdaki yumruk gözlerimi doldurdu. "Açelya özür dilerim." Kahkaha attı ve bana yaklaştı. Hafifçe parfümü burnuma girdi. Sandığımdan daha çok özlemişim. Şimdi Açelyaya sarılmak için her şey yapardım. "Özür mü diliyorsun? Vay be. Ben aylardır uyuyamıyorum, ben artık kimseye güvenemiyorum, ben çocuğumu kaybettmişim ama duydun mu dünya!? Koskoca Akın Koçovalı özür diliyor!" Gözümden bir tanecik yaş aktı. "Sen benim hayatımı mahvettin şimdi hangi yüzle önüme dikilmiş özür diliyorsun?" Açelyanın sesi titriyordu, acıdan yada sinirden mi bilmiyorum, ama benden nefret ediyordu."Aşıktım ya ben sana."
Açelyayla göz göze geldik şimdi. "Salaklık işte." Gözünden damlayan yaşı hemen sildi. "Akına aşık olunur mu? Akın bu hayatta kendinen başka bir kişiyi düşündümü? Bir kere ya!" Lal olmuştum. Ne dese haklı. Benden bir bok olmaz. Ne iyi eş oldum, ne iyi baba nede iyi evlat. Ben niye hala burdayım ki? Ellerimi yüzümden geçirdim ve derin bir nefes aldım. Tamam Açelyayı bırakacağım. Bensiz daha mutlu. Ne sandım ki? Boynuma sarılıp ,seni çok özledim sevgilim' mi diyecekti? Kendi salaklığım. Hangi insan bu kadarını af eder ki?
Birden Açelya elini karnına koyup gözlerini sıktı. Ne oluyordı? Nerdeyse düşecekti ama duvarda tutundu. "Açelya.." Ben yaklaşınca eliyle durdurdu. "Sakın yaklaşma bana!" Ne sakın yaklaşmaması? Kız acıdan ölüyordu. Başımı sallayarak Açelyayı kucaklamak istedim ama o beni geri itti. "Dokunma bana Akı— Ahh!" Yere çökmeden önce kolundan tuttum ve hemen arabaya bindirdim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çukurunda bir çiçek
Teen FictionOndört tane sıktım. Neden sıktım biliyor musun sen? Eğlencenin ortasında bi ses geldi. Ben varım, Nihat var, Songül var. Songülü almış babası, benim Songülümü,almış babası çıkarmış Çukurdan. Çok uzağa götürmüş, ben naptım ya? Ben naptım ona? Vurdu...